Dünya’nın etrafında uçan ilk Türk pilotu Tufan Sevincel, Dünya’nın en yüksek havaalanlarını yazıyor.
And Dağlarının ulaşılması en zor bölgelerinden biri olan ve meşhur Titicaca gölüne komşu İnka bölgesi Puno’ ya ulaşmak için Peru havayollarına bindim.
Airbus 320 inişini başarı ile tamamladığında hiç vakit kaybetmeden kokpiti ziyaret ettim. Amacım hem bu yüksek havaalanı ile ilgili bilgi almak hem de irtifası 0 olan Lima” dan 45 dakika içerisinde (12,552 ft / 3,826) metrelik Juliaca (SPJL) havaalanına inen pilotları irtifanın nasıl etkilediğini öğrenmekti. İçeri girdiğimde gördüğüm sahne ise çok enteresandı. İki pilotta oksijen maskelerini takmış, bir sonraki uçuş bacağı için hazırlıklarını yapıyorlardı. Beni görünce ikisinde maskesini çıkarıp gülümsedi. Bir sonraki uçuş Peru’ nun ikinci en yüksek havaalanı Cusco’ ya (10,860 ft / 3,310 m) olacakmış. Cusco meydanına indikten sonra da bir sonraki uçuşa kadar yine oksijen maskesi ile hazırlıklarını yapıyorlarmış. Anladığım kadarı ile bu bölgelerde uçan pilotlar için bu uygulama çok olağan. Uzun süre dağcılık sporu ile uğraştığımdan olsa gerek pilotluk hayatım süresince de yüksek irtifalı havaalanları hep ilgimi çekti. Yaptığım seyahatler sırasında ise başta Güney Amerika’da olmak üzere birçok yüksek irtifalı havaalanına indim. Güney Amerika kıtası geçit vermez And Dağları sayesinde dünyanın dört en yüksek meydanına da ev sahipliği yapıyor. Bunlar irtifalarını dikkate almak kaydıyla şöylece sıralanabilir. İlk sırada Bolivya’ nın El Alto havaalanı (4,061.5 m / 13,325 ft) yüksek irtifası ile yer alıyor. Arkasından ise Peru’ nun Juliaca ve Cusco ve Bolivya’ nın Sucre meydanları geliyor. Bu meydanlara uçmak için pilotlar özel eğitimden geçiyorlar.
Dünyanın en yüksek 10 meydanının yer aldığı listeyi incelersek karşımıza çok enteresan bir tablo çıkıyor. Bu listeye dahil olan tam yedi tane havaalanının Çin Halk Cumhuriyeti sınırları içerisinde olduğunu görüyoruz. Tabii ki bu havaalanlarının tümü dünyanın çatısı sayısı sayılan Tibet’ te.
Airport name |
Country |
Coordinates |
Elevation (m) |
Elevation (ft) |
4,411 |
14,472 |
|||
4,334 |
14,219 |
|||
4,280 |
14,042 |
|||
4,274 |
14,022 |
|||
4,061 |
13,323 |
|||
3,890 |
12,762 |
|||
3,826 |
12,552 |
|||
3,782 |
12,408 |
|||
3,570 |
11,713 |
|||
3,448 |
11,312 |
Peki bu havaalanlarında görev yapan pilotlar yüksek irtifada vücutlarını anormal derecede etkileyen ‘’high altitude physology’’ adı verilen faktörlerden kendilerini nasıl koruyorlar. Şimdi konuyu biraz inceleyelim. Jet uçakları yüksek irtifada yüksek performans gösterecek şekilde imal edilmişlerdir. Fakat uçağın uçtuğu irtifada insan vücudu aynı performansı gösteremez. Oksijen yetersizliği hemen etkisini negatif olarak gösterir. Aslında konuyu irtifaya göre örneklerle anlatmakta büyük fayda var.
Durumu dünyanın en yüksek havaalanı olan ve Tibet’ te bulunan Daocheng Yading havaalanını baz alarak açıklayalım. Bu meydanın yüksekliği tam tamına 4.411 metre yani 14,472 feet. Güney Amerika’ nın en yüksek havaalanı olan El Alto’ ya indiğimde iki gün kendime gelememiştim. Vücudumun bu yüksek irtifaya uyum sağlaması için bir süre oksijen desteği aldım. Bunun yanı sıra Güney Amerika’ nın bu bölgelerini gezenler iyi bilir, hemen hemen her yerde koka yaprağından yapılan çaylar ikram edilir. Bu sayede yüksek irtifanın vücutta yarattığı etkilerin önüne geçilmeye çalışılır. Peki El Alto’ dan neredeyse 500 metre daha yüksek olan bu meydana inen pilotlar nasıl hayatta kalıyorlar. İrtifası sadece 44 metre olan Pekin’ den 4411 metre’ ye altı saatte ulaşan pilot bu havaalanının irtifasına nasıl uyum sağlıyor ve aynı gün içerisinde geri dönüyor. Aslında inanılacak gibi değil. Sadece kokpitte bir sonraki uçuşa kadar oksijen maskesi ile beklemek mümkün değil. Bunun gecelemesi var, hava koşullarında dolayı beklemesi var.
Pilotlar bu havaalanlarında beklerken acaba farklı teknikler uygulamak zorunda mı kalıyorlar? Yoksa tüm gün ellerinde oksijen tüpü ilemi geziyorlar? Veya geri dönüş bacağında Tibet’ te birkaç gündür bekleyen ve irtifaya alışmış bir ekip mi geri dönüyor. Aslına bakarsanız aşağı yukarı 15.000 feet irtifaya denk gelen bu havaalanında kokpit dışarısında birkaç saat geçiren pilotun yaşayacağı fizyolojik değişiklikler gerçekten ürkütücü.
14-15000 feet aralığında vücudumuzda ne tür değişiklikler meydana gelir, şimdi kısaca inceleyelim..
Öncelikle kandaki oksijen oranı çok tehlikeli bir oran olan % 85’ lere düşer. Görme duyunuz son derece zarar görür. Hareketleriniz anormal derecede yavaşlar ve azalır. Hafızanız, değerlendirme kabiliyetiniz yok olur. Bu irtifada yaşayacağınız en kötü şeyde kendinizi çok iyi hissediyor olmanız. İşte bütün bu yaşadıklarınız ileri derecede hipoksi hastalığının belirtileri. Aslında insan vücudu bu durumda ciddi olarak tehlike yaşamaktadır.
Bu irtifada uçan pilotlar nasıl bu tür durumlarla başa çıkıyorlar ve başarılı bir şekilde uçuyorlar, aslında hepsini tebrik etmek lazım. Özellikle uzun süreli olarak bu irtifada oksijen yetersizliği ile nasıl başa çıktıklarını araştırmak için çok kısa süre içerisinde Tibet’ e bir yolculuk planlıyorum. Bu yolculuk sonrasında görüşlerimi sizlerle paylaşacağım.