“Kendi uçağını kendin yap”
Hedef 2023 derken daha erkene çekildi. Süreç hızlandı.
Çoğumuzun dikkatinden kaçan olgudur. Lastik der geçeriz.
İşletmecilere aslında esaslı bir maliyet girdisi yaratan unsurlardan biri de uçak lastikleri!
Bir yolcu uçağının ortalama 150 iniş sonrasında lastiklerinin değiştirilmesi gerekiyormuş.
Maliyetlerin düşürülmesi yönelik olarak da lastiklerin ortalama 50 iniş için yapılması için ‘kaplama’ yapılması gerekiyormuş.
Ne yazık ki bırakın lastik üretmeyi ,kaplama teknolojisi bile ülkemizde yokmuş. Kaplama için lastik markalarına göre 2 veya 3 ülkeye gönderiliyor, (lastik markalarına göre iki ülke İngiltere ve Fransa, diğer ülkeler zaman zaman değişebiliyor) kaplama yapıldıktan sonra yeniden uçaklara takılıyormuş.
Öyle ki, yaz sezonunda sıfır lastik bulmak bile sorun oluyormuş ve bu nedenle, hem tasarruf , hem de yeni lastik alımından doğacak açığı kapatmak büyük handikapmış.
Peki..!!!
Hani bizim bir uçak lastiği üreten fabrikamız var(dı) demiyorum; var.
İşte (PETLAS)
PETLAS UNUTULDU MU?
‘Savaş uçağı lastiği üretiyoruz’ deniliyor ama bizim konumuz sivil yolcu uçaklarının lastikleriyle ilgili.O konuyu başka bir yazıda inceleriz.
Ne oluyor da sivil havayollarımız faydalanamıyor ?
Bu alanda “yüzde 100” dışa bağımlıyız.
Boeing’in 2010 verilerine göre 2023’te Türkiye’nin yolcu uçağı sayısı 700’ü aşacak.Ülkemizde uçak sayısı toplamda 400’ü geçmiş durumda.
Yıllar önce özellikle askeri uçaklara lastik üretmek için yapılan Petlas’ın bir sürü badireler atlattıktan sonra özel sektöre devredildiğini biliyoruz.
Çek’lere ait köklü bir firma olan Barum’un teknolojisiyle üretime başlayan şirket,şu an teknolojinin neresinde, hangi süreçlere göre üretim yapıyor bilmiyoruz ama sivil uçaklar için böyle bir hedeflerinin olup olmadığı da bir muamma. Halihazır üretim olmadığı da bir gerçek.
Aslında, istense, planlansa, bırakın bizi,çevre ülkelere bile lastik satmak kolay olmaz mıydı?
Bizlerin bilmediği konular da vardır, olabilir.Teknik yetersizlik, vizyon eksikliği; herşey mümkün.
THY bu konuyu gündemine alsaydı!
Kabin sistemleri, troyler, yolcu koltukları malatı vb. gibi yatırımlar yaparken bu alanda Petlas ile işbirliği yapamaz mıydı?
Petlas olmadı diyelim alternatifleri var.
Bakınız; bir A330-340 lastiğinin ağırlığı yaklaşık 160 kg. Ortalama olarak 240 knot’a kadar dayanıklı, parçalanmıyor, tutuşmuyor.
Buyrun;
Pirelli İzmit’te Formula 1 lastiği üretiyor. O lastikleri üreten Pirelli A330-340 tipi ve benzeri için de uçak lastiği üretemez mi? Aynı teknolojiyi uçak lastikleri konusunda geliştirmeleri mümkün olamaz mı?
Gerçi Pirelli bir anlamda küresel bağlantılı şirket. Politikaları nedir ne değildir, bilemeyiz.
Biz PETLAS’a odaklanalım. Madem uçak lastiği üretecek amaçlı bir kuruluş politikası vardı. Yürütülmeli.Hayata geçirilmeli.
Askeri uçak lastiği, genel havacılık uçak lastiği.. .Yolcu uçakları lastiği..
Lastik gibi konuyu uzatmayalım. Sözümüz şu:
Böyle bir piyasa varken, dövizler uçuyor.
Türkiye uçarken, dövizlerimiz de havaya uçmasın.
Ne dersiniz.?