Pazar, Mart 16, 2025

BU HAFTA İLK 5 HABER

Benzer Haberler

Türk Sivil Havacılığında Geriye Gidiş: ICAO Denetim Sonuçları Kaygı Verici

Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (ICAO) tarafından Eylül 2024’te Türk sivil havacılık otoritesine yönelik gerçekleştirilen son denetim, oldukça düşündürücü sonuçlar ortaya koydu. Türkiye’nin 2007 yılının son aylarında, bizzat benim tarafımdan koordine edilen ilk ICAO-USAP- CMA Evrensel Güvenlik Denetimi denetimlerde ICAO standartlarını büyük oranda karşılaması ve uluslararası sivil havacılık camiasında örnek bir konuma ulaşması, bu kez yerini ciddi bir gerilemeye bırakmış durumda.
2007 yılında yapılan denetimde, zaten kısıtlı imkanlar ve yetersiz personel ile çalışmamıza rağmen, tüm SHGM (Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü) personeli canla başla çalışarak büyük bir başarıya imza atmış ve denetimden üst düzey sonuçlarla çıkılmasını sağlamıştı. Bu başarıda özellikle görevden alınarak pasifleştirildiği için THY’ye geçmek zorunda bırakılan Özcan Başoğlu, SHGM’de huzur bulamadığı için şu anda Katar Sivil Havacılığı’nda çalışan ve ICAO adına başka ülkelere denetim yapan ICAO denetçisi Önder Türker, ayrıca SHGM’nin en tecrübeli uzmanlarından, güvenlik (security) uzmanı, ECAC denetçisi ve şu anda Kaza Kırım Başkanlığı’na gönderilerek pasivize edilen GİMAT memuru Serdar Karabulut’un katkıları büyük takdir kazanmıştır. Nigar Çelik, Betül Doğan, Zerrin Safyel ve Taner Büyükikizi de unutmamak lazım. En önemli bulgu; “Kanun ve Yönetmeliklerinize, Kaza Kırım Raporlarının mahkemelerde delil olarak kullanılamayacağı” hükmünü koyundu. Bu bulgu da kısmen de olsa kapatıldı sayılır.
Ancak mevcut SHGM yönetimi, elinde böyle tecrübeli bir uzman kadrosu varken bu kişileri neden değerlendirmemiştir? Daha da önemlisi, denetim öncesi mevcut personele bu uzmanlardan eğitim verilmesi gibi bir fırsat neden değerlendirilmemiştir? Bu durum akıl tutulması olarak nitelendirilmeyecekse başka nasıl açıklanabilir? En baştan ifade etmeliyim ki, bu kötü sonucun tek sorumlusu mevcut SHGM genel müdürüdür. Her ne kadar Hava Trafik Sağlayıcısı DHMİ’nin de eksik ve kusurları varsa da bundan da SHGM sorumludur.
2013 ve 2017 yılında yapılan ICAO Koordine edilmiş Doğrulama Misyonu (ICVM) denetimlerinde de Türk sivil havacılık otoritesinin güçlü yönetim kapasitesini ve uluslararası standartlara uyum konusundaki başarısını ortaya koyduğu hatırlanmalıdır. Ancak bugün geldiğimiz noktada, denetim sonuçlarının ICAO standartlarının oldukça altında kalması, hem ülkemizin uluslararası itibarı hem de havacılık güvenliği açısından ciddi alarm zillerini çalmaktadır.
Bu gerilemenin nedenleri üzerine kapsamlı bir değerlendirme yapmak elzemdir. Sivil havacılık gibi güvenlik ve standartların hayati önem taşıdığı bir sektörde, otorite yönetimindeki eksiklikler veya standartlara uyum konusundaki gevşeklik, geri dönülmesi zor sorunlara yol açabilir. Havacılık sektörü, bir ülkenin kalkınmasının ve uluslararası görünürlüğünün en önemli göstergelerinden biridir. Türkiye’nin bu alandaki başarılarını kaybetmesi kesinlikle kabul edilemez.
ICAO denetim sonuçları, Türk sivil havacılığında politikaların, uygulamaların ve yönetim anlayışının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini açıkça göstermektedir. Özellikle mevzuata uyum, eğitim, denetim kapasitesi ve risk yönetimi gibi alanlarda yaşanan eksikliklerin bir an önce giderilmesi zorunludur. Aksi takdirde, ülkemizin havacılık sektöründe uluslararası rekabet gücünü kaybetmesi ve uçuş güvenliği konusundaki endişelerin artması kaçınılmaz olacaktır. Yıllardır para akıtılan ve genel müdürün yıldız projesi olarak adlandırılan Kurunsal Dönüşüm Modeli KDM’nin hiç bir işe yaramadığı ve ICAO tarafından anlaşılmadığı görülmüştür. Sahi bu projeye bu güne kadar ne kadar para harcanmıştır ve hangi şanslı şirket bundan nemalanmıştır.
Türk sivil havacılığı, geçmişteki başarılarını tekrarlamak ve daha da ileriye taşımak için somut adımlar atmalıdır. Bu süreçte siyasi kaygılardan uzak, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışı benimsenmelidir. Unutulmamalıdır ki havacılık güvenliği ve standartları yalnızca sektör çalışanlarını değil, her bir bireyi doğrudan ilgilendiren bir meseledir. Daha öncede belirttiğim gibi temel sorun EASA’nın dışında kalmamızdır.
Asıl üzücü olan, tüm bu sorunlar yaşanırken Türkiye sivil havacılığının standartlarının ICAO kriterlerinin çok altında olmasıdır. Daha da vahimi, mevcut genel müdürün, herkesin bildiği ve benim de bizzat ağır bedelini ödediğim, DHMİ’deki rüşvet çetesine zemin hazırladığına dair ciddi iddialardır. PKK ve FETÖ haber sitelerinde şahsımla ilgili manipülatif haberler yaptırıldığı, CHP’nin köhne vekillerine üzerime soru önergeleri verdirtildiği ve tüm bunların sonucunda hem maddi hem de manevi zarara uğratıldığım gerçeği ortadadır.
Mevcut yönetim, kriz çıkararak, işleri sümen altı ederek ya da şeffaf olmayan uygulamalarla bu duruma katkı sağlamış, bilerek ve isteyerek göz yumarak daha büyük mağduriyetlere neden olmuştur. Tüm bu yaşananlar, herkesin gözleri önünde cereyan etmiştir.
Artık Sayın Bakan’ın bu duruma el koyması ve krizi yaratanların bu krizi çözmesinin mümkün olmadığını kabul etmesi gerekmektedir.
Oktay Erdağı
E.Sivil Havacılık Genel Müdür Yrd.
Yazar- Havada Ahkam-Havada Oraj
Havacılık Uzmanı

ÇOK OKUNANLAR

WP Twitter Auto Publish Powered By : XYZScripts.com