2030 yılına gelindiğinde, havacılık sektörü köklü bir dönüşüme hazırlanıyor ve uçuşlar, insan mürettebatıyla birlikte gerçek zamanlı olarak çalışan otonom sistem ağları tarafından giderek daha fazla yönetiliyor. Sigma Yazılım Grubu Başkan Yardımcısı Oleksandr Plyska, havacılığın dijital dönüşümünün hızla ilerlediğini ve siber güvenliğin henüz başlangıç aşamasını temsil ettiğini vurguluyor. Önümüzdeki on yıla etkili bir şekilde hazırlanmak için, sektör liderlerinin üç yıkıcı teknolojiye öncelik vermesi gerekiyor: aracı yapay zekâ (AI), dijital ikizler ve otonom uçaklar.
Agentic AI: Geleneksel Otomasyonun Ötesine Geçmek
Yapay zekâ gelişiminde bir sonraki aşamayı temsil eden Agentic AI, geleneksel sohbet robotlarının veya yardımcı pilotların yeteneklerinin çok ötesine geçiyor. Yalnızca kullanıcı komutlarına yanıt veren geleneksel yapay zekâ sistemlerinin aksine, Agentic AI bağımsız olarak inisiyatif alabilir, harici sistemlerle etkileşime girebilir ve doğrudan insan müdahalesi olmadan karmaşık iş akışlarını yürütebilir. Bu teknoloji, rota rezervasyonu, lojistik koordinasyonu ve teşhis gibi birden fazla görevi aynı anda yönetebilen sanal aracılar öngörüyor. Anthropic’in Model Context Protocol’ü gibi yeni standartlar, birbirleriyle ve harici sistemlerle sorunsuz iletişim kuran modüler, birbirine bağlı yapay zekâ uygulamalarının oluşturulmasını kolaylaştırıyor. Havacılık bağlamında, Agentic AI, yardımcı pilotların uçuş içi yardımdan hava trafik koordinasyonuna kadar geniş bir sorumluluk yelpazesini üstlenmelerini sağlayabilir.
Dijital İkizler: Sanal Çoğaltma Yoluyla Verimliliği Artırma
Dijital ikizler (uçakların, motorların ve hatta tüm havalimanı tesislerinin sanal kopyaları), canlı verilerle sürekli güncellenerek mühendislerin onarımları simüle etmelerine, olası arızaları tahmin etmelerine ve fiziksel müdahale olmadan performansı optimize etmelerine olanak tanır. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin (IATA) 2024 raporuna göre, dijital ikizlerin uygulanması 2030 yılına kadar bakım maliyetlerini %20’ye kadar azaltabilir. Ancak yaygın bir şekilde benimsenmesi önemli zorluklarla karşı karşıyadır. Şu anda, dijital ikiz projelerinin %60’ı, öncelikle yüksek ön maliyetler nedeniyle başarısız olmaktadır ve bu rakam 2022’de %40’tan artmıştır. Bu engellere rağmen, havacılık sektörü bu teknolojiyi ilerletmeye, yazılım endüstrisinin bulut bilişime daha önceki geçişinden dersler çıkarmaya ve başlangıçtaki aksaklıkları kademeli olarak aşmaya kararlı.
Otonom Uçak: Yeni Sınırları Çizmek
Otomasyon, kalkış ve iniş gibi kritik uçuş aşamalarında devrim yarattı. Önümüzdeki dönüm noktası ise, gerçek zamanlı veri analitiği, yapay zekâ ve gelişmiş sensör teknolojileriyle desteklenen tamamen otonom ticari ve kargo uçaklarının geliştirilmesi olacak. Bu teknoloji henüz emekleme aşamasında olsa da, ilerleme hızlanıyor ve kamuoyunun güveni yavaş yavaş artıyor. Mevzuat zorlukları ve otonom sistemleri mevcut altyapıyla entegre etmenin karmaşıklıkları, önemli engeller oluşturmaya devam ediyor. Bununla birlikte, sektördeki ivme bu vizyonu gerçekleştirme yönünde istikrarlı bir şekilde artıyor.
Zorluklarla Başa Çıkma ve Sektörün Tepkileri
Bu dönüştürücü teknolojilerin entegrasyonu önemli zorluklarla birlikte geliyor. Düzenleyici çerçevelerin otonom sistemleri barındıracak şekilde gelişmesi gerekirken, dijital ikizler ve gelişmiş yapay zekâ için gereken önemli ilk yatırımlar bazı paydaşları caydırabilir. Yeni teknolojilerin eski altyapıyla entegrasyonuyla ilgili teknik zorluklar, benimsenmesini daha da zorlaştırıyor. Bu engellere rağmen, pazar proaktif bir şekilde yanıt veriyor. İsviçre’deki Beyond Gravity gibi şirketler araştırma ve geliştirme çalışmalarını yoğunlaştırırken, rakipler inovasyonu hızlandırıyor ve stratejik ortaklıklar kuruyor. Federal Havacılık İdaresi (FAA) gibi düzenleyici kurumlar da, 2030 yılına kadar kurşunsuz havacılık benzini (Avgas) yol haritası gibi girişimlerle örneklendirilen modernizasyona olan bağlılıklarını işaret etti.
Havacılığın Geleceğine Hazırlık
Sektör liderleri, yüzeysel uygulamaların ötesine geçen ve somut operasyonel iyileştirmeler sağlayabilen aracısal yapay zekâya odaklanan güçlü yapay zekâ sistemlerine yatırım yapmaya teşvik edilmektedir. Dijital ikizlerin benimsenmesine, net değer gösteren ve ilgili maliyetleri haklı çıkaran hedefli uygulamalara vurgu yapılarak uzun vadeli bir bakış açısıyla yaklaşılmalıdır. Ayrıca, otomasyonun pilotların, teknisyenlerin ve yer personelinin rollerini ortadan kaldırmadığı, aksine yeniden şekillendirdiği için, iş gücünün becerilerinin geliştirilmesi kritik öneme sahip olacaktır.
Bu teknolojik eğilimler bir araya geldikçe havacılık sektörü daha akıllı sistemler, gelişmiş güvenlik ve benzeri görülmemiş operasyonel verimlilikle karakterize edilen yeni bir çağın eşiğinde duruyor.





