Reuters_Seatle’in haberine göre, geçtiğimiz ay meydana gelen ölümlü Air India kazası, havacılık sektöründe, kaza araştırmacıları tarafından halihazırda kullanılan kokpit ses ve uçuş veri kayıt cihazlarına ek olarak, havayolu pilotlarının hareketlerini izleyen video kameraların yerleştirilmesi konusundaki onlarca yıllık tartışmayı yeniden alevlendirdi.
Sektörün en etkili isimlerinden biri olan ve eski bir havayolu pilotu olan Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) başkanı Willie Walsh, Çarşamba günü Singapur’da yaptığı açıklamada, kaza araştırmacıları tarafından halen kullanılan ses ve uçuş veri kayıt cihazlarına ek olarak, pilotların kokpitteki hareketlerini izlemek üzere uçak kokpitlerine video kamera yerleştirilmesi yönünde güçlü bir argüman olduğunu söyledi.
Havacılık uzmanları, Hindistan Uçak Kazası Soruşturma Bürosu’nun (AAIB) ön raporunun, Air India’nın 171 sefer sayılı uçağının pilotlarından birinin kalkıştan saniyeler sonra Boeing 787’nin motorlarına yakıtı keserek telafisi mümkün olmayan bir duruma yol açıp açmadığı konusunda soruların ortaya çıktığını belirttiler. Hindistan’ın Ahmedabad kentinde meydana gelen kazada, uçaktaki 242 kişiden 241’i ve yerdeki 19 kişi hayatını kaybetmişti.
Walsh, ön raporda yer alan bilgiler ışığında, ses kaydına ek olarak bir video kaydının, araştırmacıların pilotların davranış ve hareketleri konusundaki soruşturmayı yürütmelerine önemli ölçüde yardımcı olabileceğini vurguladı.
Kokpit video kameralarının savunucuları, görüntülerin ses ve veri kayıt cihazlarının bıraktığı boşlukları doldurabileceğini söylerken, karşıtları gizlilik ve kötüye kullanım endişelerinin, soruşturmalar için marjinal faydalar olduğunu savundukları şeylerden daha ağır bastığını söylüyor.
Avustralya Ulaştırma Emniyeti Bürosu (ATSB)’nun Air India kazasından 18 gün sonra yayınlanan 2023 yılında Robinson R66 helikopterinin havada parçalanarak uçaktaki tek kişi olan pilotun ölümüne yol açan olayın nihai raporunda, helikopterde bulunan videonun görüntü kayıtlarının Avustralyalı kaza araştırmacılarının kaza sebebinin tespitinde en önemli veri olduğu belirtilmişti.
Raporda, videonun, pilotun bu sürenin büyük bir bölümünde uçuş dışı işlerle, özellikle de cep telefonu kullanımı ve yiyecek-içecek tüketimiyle meşgul olduğunu” gösterdiği vurgulanmıştı.
ATSB, Robinson Helicopters’ı üretim esnasında kamera takılmasının takdir ettiklerini, diğer üreticileri ve sahiplerini de emniyeti arttırması nedeniyle konuyu değerlendirmeye davet etti.
2000 yılında, ABD Ulusal Ulaştırma Güvenliği Kurulu (NTSB) Başkanı Jim Hall, Federal Havacılık İdaresi’ni ticari uçakların kokpit görüntü kaydedicileriyle donatılmasını zorunlu kılmaya çağırmıştı. Hall’un önerisi, NTSB’ye göre, 1999’daki Egyptair 990 sefer sayılı uçak kazasının ardından gelmişti. Bu kazada, ikinci pilot Boeing 767’yi kasten düşürmüş ve uçaktaki 217 kişinin tamamı ölmüştü.
Kokpitte Video kayıt cihazı olması haline Air India’nın 171 sefer sayılı uçuşuna ait video kaydının net bir şekilde birçok soruya cevap bulunabileceği belirtildi. Bu görüş için Air India yorum yapmayı reddetti keza Hindistan AAIB’si, yorum talebine yanıt vermedi.
PİLOT İTİRAZLARI
Hava Yolu Pilotları Derneği (ALPA) ve Müttefik Pilotlar Derneği (APA) gibi ABD pilot sendikaları, ses ve veri kayıt cihazlarının bir kazanın nedenini belirlemek için yeterli bilgi sağladığını ve kameraların mahremiyet ihlali olacağını ve kötüye kullanılabileceğini söylüyorlar.
American Airlines pilotu ve APA sözcüsü Dennis Tajer, kokpit kamerası çağrılarının “bir kazadan hemen sonra ne olduğunu bilmemenin stresine” karşı anlaşılabilir bir tepki olduğunu söyledi. “Ne kadar çok bilgi o kadar iyi” şeklindeki tepkinin anlaşılabilir olduğunu ancak araştırmacıların bir kazanın nedenini belirlemek için FDR ve CVR’dan zaten yeterli veriye sahip olduklarını ve kameraya ihtiyaç olmadığını vurguladı.
Bir ALPA sözcüsü, uçuşları daha emniyetli hale getirmek için video kamera eklemek yerine mevcut emniyet sistemlerinin daha yüksek kaliteli veri kaydedecek şekilde geliştirilmesi gerektiğini söyledi.
Havacılık emniyeti uzmanı, emekli havayolu pilotu ve eski ALPA hava emniyeti başkanı John Cox, görüntülerin havayolları tarafından disiplin cezaları için kullanılabileceği veya bir kazadan sonra videonun kamuoyuna sızdırılabileceği konusunda endişeler olduğunu da söyledi.
Kokpit ses kayıtları genellikle araştırmacılar tarafından gizli tutulur ve nihai raporlarda kısmi veya tam transkriptlerin yayınlanması tercih edilir.
Buna rağmen, Uluslararası Havayolu Pilotları Dernekleri Federasyonu, kokpit videolarının gizliliğinin sağlanabileceğinden şüphe duyduğunu belirtti.
Boeing, müşterilerin kokpit video kayıt cihazı sipariş edip edemeyeceğini açıklamayı reddederken, Airbus da yorum talebine yanıt vermedi.
Kişisel Gizlilik ve EMNİYET arasındaki dengede inisiyatif kesinlikle Emniyetten yana olmalıdır, havayolunu kullanan milyonlarca yolcuyu korumak vazgeçilemez bir sorumluluk olmalıdır. FDR ve CVR verilerinin kaza nedenini cevaplayamadığı durumlarda Kokpit Video Kaydının yardımcı olabileceği ve tespit edilen nedenlerin benzer kazaları önleyebileceği mutlaka değerlendirilmelidir.
CVR verilerinin kamuoyu ile paylaşılması hukuki olarak kural altına alınmıştır. Dolayısıyla Kokpit Video kayıtlarının da sadece KAZA ve Ciddi Olay durumunda incelenebileceği ve belirli birimlerle paylaşılabileceği kural olarak getirilebilir. Yakıt anahtarlarının çalışması konusunda geçmişte yayınlanmış zorunlu olmayan servis bülteni söz konusudur. Bulgulara göre yaklaşık 1200 B787 uçağının kontrolü, hatta bir müddet için uçuşlarının durdurulması bile söz konusu olabilir. Umuyoruz AI171 kazası nedeni/nedenleri eldeki verilerle tespit edilebilir. Aksi halde otoritelerin ne gibi bir inisiyatif alacakları merak konusudur.
Emniyetli Uçuşlar Dileriz
Eyup Turşucu
Kaptan Pilot (E)
Kaza Araştırma Uzmanı




