Ali Sabancı’yı Çok Özledik

Biliyorsunuz, bu işin adeti ve modasıdır; SHGM’ye (Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü) yeni atanan her genel müdür, kendisinden önce hiçbir şey yapılmadığını sanır ve bunu çevresine empoze ederek uzun bir süre idare eder. Ben, uzun yıllar ve sekiz genel müdürle çalışmış biri olarak, bu duruma sadece gülüp geçiyorum. Görev yaptığım her genel müdür, hatta birlikte çalışma fırsatı bulamadığım bir önceki genel müdür Bahri Kesici Bey dahi, elinden geleni yapmaya çalıştı. Kısıtlı imkanlara rağmen kişisel gayretleriyle SHGM’yi otomosyon sistemine kavuşturmuştur.

Birlikte çalışma şansı bulduğum ve ondan çok şey öğrendiğim, Türkiye’nin en iyi havacılık uzmanlarından biri olan Kayıhan Kabadayı’nın benim için yeri çok özeldir. Aslında, “Bizden önce SHGM’de hiçbir şey yapılmadı” diyen tüm yöneticileri toplayıp, “Bakın, hepinizin yaptığı işler, bu genel müdürün yaptıklarının zekâtına bile yetmez” demek lazım.

Ama konumuz bu değil. Kayıhan Bey’in vizyonu ve öngörüleri muhteşemdi; çok zekiydi. Türk sivil havacılığının emniyetli bir şekilde gelişmesi, uluslararası rekabete açık ve dayanıklı olması için Türkiye’deki büyük bir sermaye grubunun hava taşımacılığı işine girmesinin şart olduğunu savunuyordu. Bu fikrin hayata geçirilebilmesi için, SHGM’de birlikte çalıştığımız merhum daire başkanı Racih Tokaç ile birlikte olağanüstü bir çaba gösterdik. Başta Koç Grubu/Setur ve ALARKO olmak üzere birçok sermaye grubuyla görüştük. Ancak maalesef, o günlerde görüştüğümüz sermaye gruplarından hiçbiri havacılığı kârlı görüp bu işe girmedi.

2005 yılında bir gün Ali Sabancı çıkageldi ve Pegasus’u satın aldı! O gün Kayıhan Bey ve Racih Bey emekli olmuştu; ben ise SHGM’de genel müdür yardımcısı olarak çalışmaya devam ediyordum. Nasıl sevindiğimi anlatamam; sanki şirketi ben satın almışım gibi hissettim. En önemlisi de Kayıhan Bey’in tüm öngörüleri eksiksiz doğru çıktı. 2005 yılı, Türkiye’nin JAA (Joint Aviation Authorities) tam üyeliği nedeniyle JAA mevzuatına uyum çalışmalarıyla birlikte, havacılıkta bugün gördüğümüz tüm olumlu gelişmelerin bir kırılma noktası ve tetikleyicisi oldu. THY’nin haksız rekabeti ve siyasi çelme atmaları Pegasus’a vız geldi, tırıs gitti.

Sayın Sabancı ile iş gereği sık sık görüşürdük. Aile içinde çok iyi yetişmiş, tanıdığım en akıllı ve mütevazı insanlardan biridir. O da bana sıkça, “Abi, bu kadar mütevazılık bir yönetici için fazla değil mi?” derdi. Ben de “Aman, istismar edilmediği sürece böylesi daha iyi. Ben köylü çocuğuyum, başka türlüsü bana yakışmaz ve bozar.” derdim.

Rahmetli annemi kaybettiğimde, bir akşam mesaiden sonra evde oturuyorduk. Kapı çaldı, açtık; karşımızda Ali Sabancı! Şok olduk ama bir o kadar da mutlu. Başsağlığı dilemek için gelmişti. Oturduk, çay içip uzun uzun sohbet ettik. Bana dedi ki, “Benim tek bir amacım var; çocuklarımı uluslararası standartlarda yetiştirmek. Sen de öyle yap.”

Ali Sabancı, sadece bir iş insanı değil, aynı zamanda Türk havacılığına yön veren, sektöre vizyon kazandıran bir liderdir. Pegasus Havayolları’nı satın alarak Türkiye’de düşük maliyetli havayolu modelini başarıyla uygulayan Sabancı, milyonlarca insanın havayoluyla tanışmasını sağladı. Onun girişimciliği ve cesur kararları, sektörde rekabeti artırarak hizmet kalitesinin yükselmesine ve ulaşımın daha erişilebilir hale gelmesine büyük katkı sağladı. Havacılığa getirdiği yenilikler ve örnek liderliğiyle Ali Sabancı, her zaman takdirle anılacak bir isim olmaya devam edecek. Geçirdiği talihsiz kazaya rağmen, onun bıraktığı miras ve havacılık sektörüne kattıkları yaşamaya devam ediyor. Ali Sabancı’nın yokluğunda Pegasus’u en iyi şekilde yöneten ekibe de büyük saygı duyulması gerekiyor. Kendisine geçmiş olsun dileklerimizi bir kez daha iletiyor, en kısa sürede eski sağlığına kavuşmasını ve televizyonlarda ders niteliğindeki konuşmalarına devam etmesini diliyoruz.

Kaza geçirdiğinde ailece hepimiz çok üzüldük. Hatta zaman zaman içimden “Keşke zil çalsa da Sayın Sabancı bir kez daha içeri girse” diye geçirdim. Binlerce vatandaşımıza iş ve aş sağlayan, havacılığımıza en üst seviyede kalite katan Sayın Sabancı’ya bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Kendisini ve çok kıymetli ailesini saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Allah her zaman yardımcısı olsun. Onun yokluğunu hissettirmeden Pegasus’u en iyi şekilde yöneten Güliz Öztürk ve Mehmet Nane’ye de başarılar diliyorum.