Evimizden hayli uzaklara uzanacak uzay yolculukları ufukta görünmeye başladı bile. Mars’a gidecek ekipler, bu yolculuklarda Dünya’dakinden çok farklı koşullarla karşılaşacak ve araştırmacılar, bu uzun seyahatlerde insan vücudunda neler yaşanabileceğini çözmek için çalışıyor.
Bu çerçevede en büyük soru işaretlerinden biri böbreklerdi. Son çalışmalar, bu önemli organımızın, uzayda önceden düşünülenden daha fazla sorunla karşılaşabileceğini ve taş oluşumu ya da kalıcı hasar risklerinin daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor.
İnsanlar ilk kez Dünya’nın koruyucu alanının dışına çıktığından beri yapılan birçok çalışma, astronotların sağlığına yönelik endişeler olduğunu göstermekte. Ancak yeni bulgular, bu sorunların neden böbreklerde ortaya çıktığını daha iyi anlamamızı sağlıyor.
University College London (UCL) Böbrek Hastalıkları Bölümü’nden Dr. Keith Siew ve ekibi, insan ve diğer canlıların haftalarca veya yıllarca uzay benzeri koşullarda yaşadığında böbreklerinde neler olduğunu detaylı bir şekilde inceledi.
Uzay görevlerinde böbreklerimize ne oluyor?
UCL liderliğinde oluşturulan bir girişim tarafından konuyla ilgili hayli detaylı bir araştırma gerçekleştirildi. Araştırmaya, beş kıtada 40’tan fazla kurum katıldı.
Ekip, 20 farklı araştırma grubundan ve Uluslararası Uzay İstasyonu ve 40’tan fazla Alçak Dünya yörüngesi misyonları gibi noktalardan örnekler değerlendirdi. Ayrıca fareler üzerinde yapılan 11 simülasyon da incelendi.
Araştırma kapsamında, farelerin Dünya’nın manyetik alanının dışında geçireceği 2,5 yıllık bir uzay yolculuğunu canlandıran ortamda radyasyona maruz bırakıldığı yedi farklı simülasyon yapıldı.
Bu çalışma, uzay görevlerinin böbrek sağlığı üzerindeki etkilerini bugüne kadar en kapsamlı şekilde analiz eden araştırma olarak tanımlanıyor. Aynı zamanda ticari uçuşlarda görev yapan astronotların sağlık verilerini içeren ilk çalışma olma özelliğini taşıyor.
Bulgular, uzay uçuşlarının böbreklerin yapısını ve işlevini değiştirdiğini, galaktik radyasyonun ise böbreklerde kalıcı hasara yol açarak uzun mesafeli görevleri tehlikeye atacağını ortaya koydu.
Alçak Dünya yörüngesindeki astronotlar gezegenimizin manyetik alanından kısmen korunuyor. Bugüne kadar Ay’a giden sadece 24 kişi, 6-12 günlük kısa süreli görevlerde Galaktik Kozmik Radyasyon’a (GCR) tam anlamıyla maruz kaldı.
Dünya’nın manyetik sınırlarının ötesinde yıllar süren bir göreve henüz kimse çıkmadığı için organlarımızın daha aşırı koşullar altında nasıl dayanacağı net değildi.
Bilim insanları yeni araştırma kapsamında, böbreklerdeki tuz ve kalsiyum dengesini düzenleyen bazı tübüllerin, bir aylık mikro yerçekimi ortamında küçüldüğünü keşfetti.
Ayrıca böbreklerin tuzları işleme biçiminin, böbrek taşı oluşma olasılığını artırdığı görüldü. Bu yeni bulgular, daha önce uzayda böbrek taşı oluşumunun esas olarak kemik kaybına bağlı olarak idrarda kalsiyum seviyesinin artmasından kaynaklandığı yönündeki eski varsayımı bir başka noktaya taşıyor.
Daha uzun mesafe, daha fazla radyasyon
Araştırma, kozmik radyasyonun tipik koruyucu kalkanlarla tamamen engellenemeyeceğini vurguluyor. Farelere Dünya’nın manyetik alanının dışında 2,5 yıl sürecek bir uzay yolculuğuna eşdeğer miktarda Galaktik Kozmik Radyasyon dozları verildiğinde, hayvanların böbreklerinde kalıcı hasarlar meydana geldiği gözlemlendi.
Öne çıkan bulgular, böbreklerin hayati mineralleri nasıl idare ettiğine dair değişikliklerin, uzun süreli uzay yolculukları sırasında sağlık üzerinde önemli etkileri olacağını gösteriyor.
Dr. Siew, “Şimdiye kadar gerçekleştirilen görece kısa uzay misyonlarında astronotlarda böbrek taşlarının arttığını biliyoruz” diyor ve ekliyor:
“Ancak, bu sorunların neden ortaya çıktığını ve Mars’a yapılması planlanan uzun yolculuklarda neler olacağını bilmiyoruz.”
Bilim insanları böbrekleri korumak için yeni yollar geliştiremezse, Mars’a giden bir astronotun dönüş yolunda veya Dünya’ya varışta diyalize ihtiyaç duyması muhtemel.
Dr. Siew, “Böbrekler radyasyon hasarını geç gösterir. Hasar fark edildiğinde de böbreklerin iflas etmesi konusunda adım atmak için de geç olabilir. Bu da görevin başarısıyla neticelenmesini tehlikeye atılabilir” diye ekledi.
Uzay ajansları, Dünya’nın doğal koruma kalkanlarının dışında gerçekleşen yolculukların kemikler, gözler ve kardiyovasküler sistemde sağlık sorunlarına yol açtığını 1970’lerden beri biliyor.
Bu yeni çalışma, böbreklerin de öncelikli bir endişe kaynağı olduğunu gösteriyor. Ayrıca özellikle daha iddialı görevler planlanırken mikro yerçekimi ve radyasyonun yönetilmesinin önemine dikkat çekiyor.
UCL Böbrek Hastalıkları Bölümü’nden Stephen B. Walsh, “Çalışmamız, uzay görevleri planlanırken böbreklerin gerçekten önemli olduğunu gösteriyor. Galaktik radyasyondan onları kalkanlarla koruyamazsınız” değerlendirmesini yapıyor.
Walsh, “Ancak böbrek biyolojisini daha iyi anladıkça, uzun süreli uzay yolculuklarını mümkün kılacak teknolojik veya farmasötik çözümler geliştirmek mümkün olabilir” demekte.
Astronotlar için geliştirilecek ilaçlar, Dünya’daki hastalar için de faydalı olabilir. Örneğin, bu sayede kanser hastalarının böbreklerinin daha yüksek dozda radyoterapiye dayanabilmesi sağlanarak, bu tedavi yönteminin önündeki engellerden biri ortadan kaldırılabilir. (Earth.com – Mashable)





