Cumartesi, Eylül 7, 2024

BU HAFTA İLK 5 HABER

Benzer Haberler

Avukat Yaşar Öztürk kazazedeleri uyardı: “Tazminat avcılarına itibar etmeyin”

Avukat Yaşar Öztürk, ” PEGASUS UÇAK KAZASI SONRASI TAZMİNAT AVCILARI TÜRKİYE’YE GELDİLER” konulu yazısında kazazedeleri uyardı.

1987 yılında hususi pilot lisansı alarak başladığı uçuş hayatını 1993 de aldığı CPL ile genişleten ve hava hukuku alanının da kitapları da yayınlanan Avukat Yaşar Öztürk, facebook sayfasından paylaştığı yazısında 5 Şubat tarihinde yaşanan uçak kazasına dikkat çekerek, ” Kazazedelerin olası tazminat davaları ile ilgili hukuki duruma ve açılabilecek muhtemel davalara da kısaca bakarsak; tazminat avcılarının, kazazedeleri ve yakınlarını her ne pahasına olursa olsun davayı alabilme tutkusuyla, soyut varsayımlarla ve henüz belli olmayan bulgularla ümitlendirdiklerini ve asla alınamayacak tazminat miktarlarını vaad ettiklerini görürüz.” dedi.

 Avukat Yaşar Öztürk’ün yazısı şöyle;

Kasım 2007’de Isparta’da TC-AKM çağrı işaretli MD-83 ve Şubat 2009’da Amsterdam’da TK 1951 uçuş numaralı Boeing 737-800 uçağının düşmesinin hemen ardından, Amerika Birleşik Devletleri’nden hukukçu kökenli yazar John Grisham’ın kitabında tazminat avcısı olarak adlandırdığı tazminat avcısı avukatlar, avukatlık mesleğinin etik ilkelerine, ülkemizde yürürlükte bulunan Avukatlık Meslek Kuralları’na, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’na ve Amerikan Barolar Birliğinin “Uçak Kazası Sonrası Davranış Kuralları’na (Code of Conduct) aykırı olmasına ve hatta suç teşkil etmesine rağmen ülkemize geldiler. Amsterdam’da hastanelere gidip yaralı yolcularla görüştüler. Hatta Amsterdam’da bir de “Kazazede Yolculara Yardım Vakfı” kurarak faaliyete geçirdiler. Basın toplantıları yaptılar ve kazazede yakınlarıyla görüşerek, uçağın yapımcısı firmaya karşı A.B.D.’de yüksek miktarlarda tazminat davası açmak için vekaletname talep ettiler.

Aynı olaylar ve etkinlikler bu defa 05 Şubat 2020 günü Pegasus Havayollarının İzmir-İstanbul seferini yapan Boeing 737-800 yolcu uçağının, Sabiha Gökçen Havalimanına inişinde yaşanan kaza sonrası tekrarlanıyor. Bu kez sadece ABD’den gelen avukatlar değil, Türkiye’de mesleklerini icra eden avukatlar da, aynı yöntemlerle kazazede ve vefat eden yolcuların yakınları ile temasa geçip, davalarını çok yüksek miktarlarda tazminatlar alabileceklerini söyleyerek yolculardan vekaletnameler aldılar ve henüz kaza raporu açıklanmadan, kazanın nedenleri saptanmadan, yüksek tazminat alabileceklerini ümit ettikleri kuruluşlara karşı hukuki süreçleri başlattılar. Hele bir Amerikalı avukat ve Türk partnerinin medyada yer alan açıklamalarından, vekaleti alıp, sözleşmeyi imzaladıklarının ertesi günü Chicago’da Boeing’e karşı davayı açtıklarını da duyurdular. Daha fazla vekalet alabilmek için, yoğun bir çalışmayı tazminat avcıları halen sürdürüyorlar.

ABD’li avukatlar için, bu davranış pek yadırganmaz. Zira ABD’de avukatların bu tür iş alma çalışmaları, Amerikan Barolar Birliği’nin “Uçak Kazası SonrasıDavranış Kuralları”’nda yer alan kazadan sonra 60 gün geçmeden kazazedeler ve/veya yakınları ile temasa geçme yasağı dışında, kaza sonrası 60 gün geçtikten sonra mümkündür ve ABD’de bunu yasaklayan herhangi bir yasal düzenleme ya da etik kural bulunmamaktadır. Ama bu demek değildir ki, ABD dışındaki ülkelerde de, bu faaliyetlerini serbestçe yapabilirler. Türkiye’de avukatların bu tür iş temin etme girişimleri, Türkiye’de yürürlükte bulunan Avukatlık Meslek Kuralları’nın 8. maddesine açıkça aykırıdır. Bu maddede “Avukat kendisine iş sağlama niteliğindeki her davranıştan çekinir” denilmektedir. Avukatlar iş temini için ne kendileri ne de bir aracı vasıtasıyla iş veya dava talep edemezler. Bu kurala aykırı davrananlar baro disiplin kurullarında disiplin soruşturmasına maruz kalabilecekleri gibi savcılık tarafından da ayrı bir cezai soruşturmaya tabi tutulabilirler . Avukatlık Meslek Kuralları’na aykırı davranış, Avukatlık Yasası’nda düzenlenen disiplin cezalarının tatbikini gerektirir. Amerikan Barolar Birliği’nin, davranış kurallarına göre de bir hava aracı kazasından sonra kazazedelerle veya yakınlarıyla kaza tarihinden itibaren 60 gün geçmeden doğrudan veya dolaylı olarak hiçbir şekilde temas kurulamaz. ABD’li meslektaşlar ve Türk ortakları meslektaşlar maalesef bu kurallara aykırı davranarak disiplin suçu işledikleri gibi, mesleğin onurunu ve itibarını da zedelemişlerdir.

Kazazedelerin olası tazminat davaları ile ilgili hukuki duruma ve açılabilecek muhtemel davalara da kısaca bakarsak; tazminat avcılarının, kazazedeleri ve yakınlarını her ne pahasına olursa olsun davayı alabilme tutkusuyla, soyut varsayımlarla ve henüz belli olmayan bulgularla ümitlendirdiklerini ve asla alınamayacak tazminat miktarlarını vaad ettiklerini görürüz.

Sürmekte olan bir kaza araştırma ve incelemesinin ve yetkili Savcılığın soruşturmasının sonuçlarını veya meçhul konu ve delillerin belirginleşmesini beklemeden dava açmaya yönelmenin pek de isabetli olacağı düşünülemez. Yakın geçmişte benzer kazalar sonrası, kaza araştırma raporları tamamlanmadan ve tüm bulgular belirlenmeden ABD veya diğer ülkelerde acele ile açılan davalar hayal kırıklıkları ve kayıplarla sonuçlanmıştır.

Bir uçak kazası sonrası yapılacak kaza araştırma ve incelemesi sonucu, elde edilecek bulgulara göre, kaza nedeniyle sorumluluğu söz konusu olabilecek kişi ve/veya kuruluşların sayısı ve tabiyetleri nedeniyle, davalı sayısı ve yetkili yargı yeri sayısı artacağı gibi açılacak olan davanın olumlu, olumsuz veya en iyi olumlu görülebileceği ve sonuçlandırılabileceği “forum” seçenekleri de fazla olacaktır. Bunların arasında en iyi forumu, en iyi ve hızlı yargılamayı, hukuku seçebilmek ve davaları doğru açıp, doğru takip etmek ve sonuçlandırmak bu konudaki tecrübeli ve uzman avukatlardan oluşacak bir ekibin, takımın yapabileceği bir iştir. Bu uzmanlardan oluşacak avukatlar, ki birden çok ülkenin hukuk sisteminde uzmanlaşmış havacılık avukatlarıdır, tazminat avcıları gibi dava peşinde koşmayan ve mesleğinin değerlerine sahip olan ve bu değerlere uygun davranan kişilerdir.

Sonuç olarak; ABD’den kalkıp kapılarına gelip, davalarını talep eden ve büyük vaatlerde bulunan tazminat avcılarından uzak durulması ve Baro yetkililerinin meslek davranış kurallarını hiçe sayan ve ülkemiz mevzuatına aykırı hareket eden bu meslek mensuplarına ve onların aracılarına karşı, eylemlerinin suç teşkil etmesi nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde yasal prosedürleri başlatmaları gerekir.

Facebook ile Yorum Yapın

ÇOK OKUNANLAR