Dünya havacılık endüstrisinin önemli aktörleri, COVID-19 salgınının başlamasından bu yana ilk kez Dubai Airshow 2021’de bir araya geldi.
Bu etkinlik iki yıldır çalkantıda olan havacılık sektörü için olumlu bir gösterge olarak değerlendiriliyor.
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği, 2020 ile 2022 yılları arasında COVID 19 krizinin küresel havacılık endüstrisine 175 milyar euroya mal olacağını öngörüyor. Bu devasa hava fuarında bin 200 katılımcı yer alıyor ve 85 binden fazla ziyaretçi bekleniyor.
Amerikalı uçak üreticisi Boeing, etkinlikte 11 adet tek koridorlu 737 uçağının kargo uçağına dönüştürülmesi için verilen siparişi zamanında yetiştireceğini duyurdu.
Avrupalı rakibi Airbus ise, 255 adet tek koridorlu A321 uçağı siparişini açıkladı. 28,8 milyar euroyu geçen bu siparişler, pandemiden bu yana bu sektördeki ilk büyük sözleşmeler.
Hava trafiği toparlanmaya başladı ancak eylül ayı rakamları pandemi öncesi seviyelerin yüzde 53 altında kaldığını gösteriyor.
Emirates Airlines’ın Başkanı Tim Clark son gelişmeler hakkında şöyle konuştu: “Aslında bu rakamları bu geçen yaz görebileceğimizi düşünüyorduk ancak Delta varyantı her şeyi zorlaştırdı ve bizi geriye götürdü. Gelecek yılın yaz aylarına kadar pandemi öncesi duruma dönüş olacağına inanıyoruz çünkü bunun başlangıcını gördük.”
Havayolu şirketleri, seyahat kısıtlamalarının kademeli olarak kalkmasıyla yavaş yavaş normale doğru bir dönüş için umutlanmış durumda.
Başka bir umut verici bir iyileşme işareti Airbus’ten geldi.
Airbus, havacılık endüstrisinin önümüzdeki 20 yıl içinde yaklaşık 39 bin uçağa ihtiyaç duyulacağını ve bunun da 550 binden fazla yeni pilot ve 710 binden fazla vasıflı teknisyen eğitimine ihtiyaç olacağını öngörüyor.
Sektör iyimser olsa da, toparlanmaya yönelik bir tehdit söz konusu. Dünya çapında Covid-19 enfeksiyonlarında artış ve yeni karantina önlemleri gündemde.
Genel olarak etkinlikten çıkan sonuç, sektörün sağlam risklere karşı dirençli olduğu ve tarihinin en zor döneminde ciddi bir virajı geçtiği yönünde.
İki haftalık müzakerelerinin ardından, dünya liderleri COP26 zirvesinin kapanış saatlerine doğru Glasgow iklim anlaşması için bir sonuca vardı.
Ancak Glasgow’un Forth ve Clyde Kanalı boyunca ana etkinlikten sadece 20 km uzakta, zirvenin amacının ruhunu temsil eden öncü bir proje başlatılıyor.
18’nci yüzyılda İngiliz kanalları, karbon emisyonlarını başlatan sanayi devriminde kilit bir rol oynadı. Bugün de yine İnilgere’de iklim değişikliğinin etkilerine karşı koymak için yeni bir akıllı sistem devreye giriyor.
Glasgow kenti kömür kullanımının karbon emisyonlarıyla sonuçlandığı ve nihayetinde dünya çapında iklim değişikliğine katkıda bulunan İngiliz Sanayi Devrimi’nde çok önemli bir rol oynadı.
Bugün COP26 zirvesinin düzenlendiği Glasgow, küresel ısınmanın etkilerine karşı koymak için öncü bir projeye ev sahipliği yapıyor.
Avrupa’nın ilk akıllı kanalı, İngiltere’nin en yağışlı şehirlerinden birinde sel baskınıyla mücadele etmek için hizmete girdi.
Uzmanların tahminine göre, Glasgow’daki yağışlar önümüzdeki 50 yıl içinde yüzde 30 seviyesinde artacak.
Son olarak, COP26’nın ana hedeflerinden biri karbon emisyonlarını azaltmak. Bu hedefe ulaşmak, karbondioksit emisyonlarının yaklaşık yüzde 2,5’inden sorumlu olan küresel havacılık endüstrisi için kolay olmayacak.
Dubai Airshow’daki bin 200 katılımcının çoğu, sürdürülebilirlik ve yenilik dönemi başlatmak için yeni teknolojileri benimsemeye odaklandı.
Geçen ay, Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği, küresel hava taşımacılığı endüstrisinin 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonuna ulaşmayı umduğunu açıkladı.
Saab şirketi, Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilirlik hedeflerini uygulamaya kararlı birçok katılımcıdan biri. Şirketin CEO Yardımcısı Anders Carp, “Sıfır karbon hedefine ulaşmak için biz de bu yarışa katıldık. Şimdi, bunu nasıl başaracağımızı tam olarak tanımlayacağımız bir sonraki aşamaya geçmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz. Bu sektörde çok şey var, inovasyona o kadar odaklanmış ki, bunun başarabileceğinizi düşünüyoruz, ancak bugün bu başarının tam olarak nasıl sağlanacağını bilemeyebiliriz.” diye konuştu.
Havacılık şirketleri, bu çevre dostu uyarlamaların yolcular tarafından fark edilmeyeceğini, ancak daha sürdürülebilir seyahate yönelik devam eden bir yolculuğun parçası olacağını vurguluyor.