Lahey Temyiz Mahkemesi, Airbus hisselerine sahip yatırımcılar tarafından açılan toplu davayı reddetti ve yatırımcıları temsil etmekle sorumlu olan SILC vakfının bir çıkar grubu olarak hareket etme meşruiyetine sahip olmadığını savundu.
Karar, vakfın ticari kuruluşlarla aşırı yakın bağlarına dayanıyordu; mahkemeye göre bu kuruluşlar süreçten yalnızca maddi kazanç elde etmeyi amaçlıyorlardı.
Dava, Fransa, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki yetkililer tarafından yürütülen ve çok uluslu havacılık şirketini kapsayan yolsuzluk ve rüşvet uygulamalarını ortaya çıkaran soruşturmalardan kaynaklanıyor.
2020 yılında Airbus, bu soruşturmaları sonlandırmak için 3,6 milyar euro para cezası ödeyerek bir anlaşmaya vardı. Bu sonuç, şirketin piyasadaki hisse fiyatını olumsuz etkiledi.
SILC vakfı, Airbus’ın yatırımcılarını soruşturmaların varlığı konusunda yeterli ve zamanında bilgilendirmediğini ve bunun da hissedarların yıllar boyunca hisseleri gerçek değerlerinin üzerinde fiyatlarla satın almalarına yol açtığını savundu. Bu nedenle, kuruluş bu yatırımcıların uğradığı kayıpları telafi etmek için toplu dava açmayı hedefledi.
Ancak Temyiz Mahkemesi, vakfın hissedarların çıkarlarını güvenilir bir şekilde temsil etmek için gerekli kriterleri karşılamadığını tespit etti.
Mahkeme, davanın kabul edilemezliğini gerekçelendirirken, “SILC’nin yatırımcıların çıkarlarını önceliklendireceğine dair yeterli garanti bulunmamaktadır ” ifadesini kullandı. Bu nedenle, vakfın talebi kabul edilemez bulundu ve toplu dava reddedildi.
