Cumartesi, Aralık 13, 2025

BU HAFTA İLK 5 HABER

Benzer Haberler

Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF) üretimi için asıl engel ne?

Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF) üretimi için hammadde mevcudiyeti, sektörün 2050 karbonsuzlaştırma hedeflerine ulaşması için yeterli. Ancak asıl engel, büyük ölçekli üretim için gerekli teknolojinin yavaş yaygınlaşmasıdır.

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) ve Worley Consulting iş birliğiyle yayınlanan bir çalışmanın temel sonucu bu. Rapor, ele alınan tüm hammaddelerin sıkı sürdürülebilirlik kriterlerini karşıladığını ve gıda üretimi için arazi kullanımıyla rekabet etmediğini doğruluyor.

Hedef ve üretim potansiyeli

2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için havayollarının yılda yaklaşık 500 milyon ton SAF’a ihtiyacı olacak. IATA araştırmasına göre, bu miktar iki ana kaynaktan elde edilebilir.

Bir yandan, biyokütlenin yüzyılın ortasına kadar 300 milyon tondan fazla biyo-SAF üretme potansiyeli var. Diğer yandan, yenilenebilir hidrojen ve yakalanan karbondan sentetik yakıtlar üreten Güçten Sıvıya (PtL) teknolojisi, kalan açığı kapatmak ve 500 milyon tona ulaşmak için hayati önem taşıyacak.

Endüstrinin 2050 yılına kadar yılda yaklaşık 500 milyon ton SAF’a ihtiyacı olacak. Çalışma, bunun 300 milyon tonundan fazlasının biyokütleden, geri kalanının ise Power-to-Liquid (PtL) gibi sentetik yakıtlardan elde edilebileceğini tahmin ediyor.
IATA çalışmasının temel sonucu olarak, havacılığın 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşması için gereken SAF’ı üretmek için yeterli sürdürülebilir hammaddenin mevcut olduğudur. Asıl darboğaz, teknoloji ve ticari ölçekli üretim tesislerinin eksikliği olarak görülüyor.
Büyük ölçekli SAF üretimi için icari ölçekte şu anda kullanılan tek teknoloji , kullanılmış yemeklik yağ gibi hammaddeleri havacılık yakıtına dönüştüren HEFA’dır (Hidroişlenmiş Esterler ve Yağ Asitleri).
Teknolojik ve politik engeller

Rapor, ilerlemeyi engelleyen iki kritik engeli ortaya koyuyor. Birincisi, teknolojik dağıtımın yavaş ilerlemesi. Şu anda, büyük ölçekli ticari SAF üretim tesislerinin tamamı HEFA (Hidroproses Esterler ve Yağ Asitleri) teknolojisini kullanıyor. Bu potansiyeli en üst düzeye çıkarmak için, özellikle PtL olmak üzere diğer üretim yollarının gelişimini hızlandırmak hayati önem taşıyor.

İkinci olarak, aynı hammaddeler için diğer sektörlerle güçlü bir rekabet söz konusudur. Bu nedenle IATA, biyokütlenin havacılık gibi karbonsuzlaştırılması zor sektörlere tahsisine öncelik veren hükümet politikalarına ihtiyaç olduğunu vurgulamaktadır.

Acil eylem çağrısı

IATA Genel Müdürü Willie Walsh, “SAF üretimine öncelik verilirse, hammadde bulunabilirliğinin bir engel teşkil etmediğine dair artık kesin kanıtlarımız var.” dedi. Ancak, bunun ancak “SAF sektörünün büyümesinde önemli bir hızlanma ile sağlanabileceği” konusunda uyardı.

“Hemen harekete geçmeliyiz.”

Çalışma, Kuzey Amerika, Brezilya, Avrupa, Hindistan, Çin ve ASEAN bölgesini küresel SAF üretiminin temel itici güçleri olarak belirliyor. IATA Sürdürülebilirlik Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Baş Ekonomisti Marie Owens Thomsen, iş birliğine duyulan ihtiyacın altını çizdi. “İhtiyacımız olan ölçeği elde etmek için politika kesinliği ve sektörler arası iş birliği şart. Harekete geçme zamanı şimdi; gecikmeler bu zorluğu daha da zorlaştıracak.” diye sözlerini tamamladı.

 

ÇOK OKUNANLAR