Suudi Arabistan’da, Kızıldeniz Uluslararası Havalimanı’nı kullanacak uçaklar için anlaşma sağlanmasının ardından ilk kez sürdürülebilir havacılık yakıtı kullanılacak.
Red Sea Global( RSI), daa International ve Arabian Petroleum Supply Co. arasında yapılan bir anlaşmayla havaalanına yüzde 35 SAF karışımı sağlanacak ve uçaklardan kaynaklanan doğrudan emisyonlar yüzde 35’e kadar azaltılacak.
Basın bültenine göre, anlaşma Krallık’ta havacılık kaynaklı karbon emisyonlarının azaltılması yolunda önemli bir adım teşkil ediyor.
Bu, şirketin Kızıldeniz’deki tüm operasyonlarını yenilenebilir enerjiyle çalıştırma hedefiyle örtüşüyor. Şirket halihazırda 400 megavat üretebilen ve yıllık 600.000 ton karbondioksit eşdeğerini telafi etmesi beklenen 400 megavatlık güneş panelleri kurdu.
Red Sea Global Grup CEO’su John Pagano, SAF’ı Krallığa tanıtarak şirketin, konukların varış anından itibaren ve ayrıldıktan sonra bile kişisel karbon ayak izlerini önemli ölçüde azalttığını söyledi.
“Bunun da ötesinde, havacılık sektörünün daha geniş bir şekilde çevre için daha iyi seçimler yapmaya başlamasını destekliyoruz”
SAF, sera gazı yaşam döngüsü emisyonlarını azaltmak için tasarlanmış, geleneksel jet yakıtına göre daha düşük karbonlu bir alternatif olup, yenilenebilir kaynaklardan, atıktan türetilen malzemelerden veya temiz hidrojen ve yakalanmış karbondioksitten sentezlenerek üretiliyor.
Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü ve Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin belirlediği uluslararası standartlara uygun olarak SAF’ın konvansiyonel Jet A1 yakıtıyla harmanlanması gerekiyor. Havacılık yakıtı sürdürülebilirliği önemli ölçüde etkiliyor; sektör, küresel karbon emisyonlarının yıllık yaklaşık yüzde 2,5’ine katkıda bulunuyor.
SAF’ler emisyonları yüzde 80’e kadar azaltabiliyor; ancak şu anda ABD’deki büyük havayollarının kullandığı jet yakıtının yüzde 0,1’inden daha azını oluşturuyor.
Yaygın olarak benimsenmesini engelleyen zorluklar arasında yüksek üretim maliyetleri ve sınırlı bulunabilirlik yer alıyor.
RSI’da baş ticari sorumlu olan Michael White, “Kızıldeniz Uluslararası Havalimanı’nda sürdürülebilir havacılık yakıtının tanıtılması, çevresel yöneticilik ve sürdürülebilirliğe olan bağlılığımızda önemli bir dönüm noktasıdır. Bu çığır açan girişim yalnızca karbon emisyonlarını azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda Kızıldeniz’in eşsiz ve kırılgan ekosistemini koruma yönündeki daha geniş misyonumuzla da örtüşüyor” dedi.
RSG’nin sürdürülebilirliğe olan bağlılığı havacılık yakıtının ötesine uzanıyor. Bağlı kuruluşu olan hava operatörü Fly Red Sea, deniz uçağı filosunu yalnızca SAF ve düşük karbonlu havacılık yakıtıyla dolduracak.
RSG ayrıca, Ulusal Bitki Örtüsü Merkezi ile işbirliği yaparak karbon tutulmasını ve biyolojik çeşitliliği artırmak amacıyla 2030 yılına kadar 50 milyon mangrov dikmeyi ve restore etmeyi taahhüt etti.
Kızıldeniz, 2023 yılında ilk misafirlerini ağırladı ve şu anda beş otel açık. RSI, Eylül 2023’ten bu yana düzenli iç hat uçuşları alıyor ve uluslararası uçuşlar Nisan ayında Dubai Uluslararası Havalimanı’na haftada iki kez düzenlenen bir rota ile başladı.
2030 yılında tamamlanması planlanan Kızıldeniz, 8.000’e kadar otel odası ve 1.000’den fazla konut imkanı sunan 50 tatil köyüne, marinalara, golf sahalarına, eğlence mekanlarına ve dinlence tesislerine ev sahipliği yapacak.
