Yaşadığımız olaylar sonrası THY gerçekten muhteşem bir kriz yönetimi performansı ortaya koydu. Terörün, darbeci terörün hedefinde hep havalimanı olduğundan tahmin edersiniz ki yaşananlardan direkt etkilendi THY.
Sadece İstanbul merkezli değil, tüm global operasyonları etkilendi. Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı hemen devreye girip “Her yolcunun sorunu, talebi amasız, itirazsız mutlaka yerine getirilecek” talimatını verdi.
Yani her ülkeye uçuşu olan THY, buralarda etkilenebilecek yolcuların talebiyle, sorunuyla ilgilenmeyi misyon edinmişti. Bu büyük bir operasyondu.
İptal edilen uçuşların biletleri, havalimanlarında iptaller nedeniyle ortada kalan yolcular ve değiştirilmesi gereken planlar gibi tüm bu işlerin halkla ilişkilerini yapmak ve medyaya iletişimini sağlamak gibi dev bir işe girişildi.
Bu nedenle ben, THY Basın Müşaviri Yahya Üstün’ün birçok gecesini işyerindeki odasında geçirdiğini, İlker Aycı’nın da sadece İstanbul merkezdeki koordinasyonu sağlamakla kalmayıp uluslararası diplomasiyi de yürüttüğünü biliyorum.
Krizin zirve yaptığı 2 günün bilançosu şöyle oldu:
16 Temmuz 2016 tarihinde ülkeler genelinde 54 bin 24, 17 Temmuz’da ise 27 bin 195 bilette değişiklik işlemi yapıldı. Bu 2 günün toplamında bilet değişikliği yapılan yolcu sayısı 81 bin 219 oldu.
Ayrıca 16 Temmuz 2016 tarihinde ülkeler genelinde 19 bin 366, 17 Temmuz’da ise 9 bin 937 bilette iade işlemi gerçekleştirildi. Bu 2 günün toplamında iade işlemi yapılan bilet sayısı 29 bin 303 oldu.
Bunlara ek olarak 30 bin 309 yolcuya yemek hizmeti verildi.
AMERİKA İLE YAŞANANLAR
Bütün bunlar yaşanırken bir de İstanbul ve Ankara çıkışlı-varışlı tüm uçuşlara Amerika yasak koydu. Aycı devreye girip Amerika’yla inanılmaz bir telefon trafiği başlattı. Kararın bir an önce kalkması ve normale dönülmesi için gayret gösterildi.
Sonunda Amerikan FAA’den yetkililer gelip THY yetkilileriyle birlikte aprona çıkarak incelemelerini yaptılar ve yasaklama kararı kaldırıldı.
Tüm bu çabaların sonunda THY’nin yıllardır büyük çaba ve gayretlerle oluşturduğu prestiji ve bir global marka unvanı büyük darbe alabilecekken, şirketin yolcularına sahip çıkmaktaki başarısı nedeniyle kriz bir başarı hikâyesine dönüştü.
