Havacılık sektörünü takip edenlerin sık sık akıllara gelen şu soruyu sormaları normal.
Neden gerek sivil gerek askeri havacılık temalı televizyon kanalı yok? Bu soruyu en çok soranlardan ve irdeleyenlerden biri olarak havacılık medyasına yıllarını vermiş bazı yönetici kişilerle görüştüm, önceleri de neden yok, ya da neden kurulmuyor diye bahsi geçse bile bu hafta içinde yine yaptığım görüşmelerde, televizyonculuğun mümkün olmadığını dile getirdiler. Çünkü sektördeki daralma her yere yansıyor, dolayisiyle reklam ve sponsorluk alınması imkansız olduğunu,mali destek olmadan sektöre yatırımın imkansız olduğunu belirttiler.Haklılar. Bunu da ben belirteyim,işler iyi olsa bile değişen bir şey olmayacaktı.
Bakın neden?
Havacılık şirketleri medya ile ilişkilerini şirket broşürü haberleri gibi gördüklerinden, muhabir sistemiyle ilgileri yok. Röportajlar rutin ve bir muhabirin arzu edilmeyen ya da tuzak olarak nitelendirilecek sorularıyla karşılaşma tehlikesini ortadan kaldıran, en kolay bilgilendirme aracı olan basın bülteni yayınlayarak,şirketin başarı dolu öykülerini kamuoyuyla paylaşabiliyorlar. Sosyal medyanın güç ve önemi malum.Şirket yöneticileri sosyal medya hesaplarından “reklam” yaparak, işi tamamlıyorlar. Halkla İlişkiler (PR) şirketleriyle çalışan CEO ve üst yönetimler yavaş yavaş kendi departmanlarını kurarak hem tasarruf, hem kontrolü kendilerinde tutuyorlar. Böylece görsel medyayla bilek güreşine gerek kalmıyor.
Şirketler yüz yüze temastan kaçıyor. Sorular alınacaksa bu genellikle broşür haberlerin görsel anlama da temize çekilmesinden başka bir şey ifade etmiyor. Duymak istemediği soruyu soracak televizyoncu muhabir yok. Sorgulayan yok, irdeleyen yok. Görsel haberciliğin sosyal medyada video haberle desteklenip belgelendirilmesinin arşiv niteliği açısından etkisi yadsınamaz. Yazılı internet gazeteciliğinin ise gücü ve kapsamı belli. En flaş haberin ömrü 48 saat diyorlar ki, o bile çok fazla bir süre. Aradaki farkı artık üst yönetimler de biliyor.Gardını ona göre alıyor. Herkesin keyfi yerinde ve bu ne zaman değişir bilinmez.
Kısacası bu işte iş yok!
*
ATATÜRK HAVALİMANI DIŞ HATLAR CIP SALONUN ADI DEĞİŞTİ Mİ?
Skylife Dergisi’nin Ağustos-2016 tarihli sayısında THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı, başyazısında şunları yazmıştı:
“15 Temmuz gecesi Türkiye çok önemli bir dönemeçten geçti. Halen bu gecenin devam eden etkileri ve sonuçlarının oluşturduğu bir süreçteyiz. Bu süreç bizlere bütün açıklığıyla birkaç şeyi gösterdi. Öncelikle son yıllarda güçlenen demokrasisiyle ve artan bölgesel ve uluslararası ağırlığıyla Türkiye Cumhuriyeti dimdik ayakta durma dirayetine sahiptir ve bunu hiç kaybetmeyecektir. İkincisi, ülkemizin meclisine, seçilmiş temsilcilerine ve millî iradesine karşı yapılan bu kalkışmayı bertaraf eden halkımız, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla demokratik bir rejimin Türkiye Cumhuriyeti için en doğru yönetim şekli olduğu inancının altını çizmiştir. Aynı zamanda, bu süreçte oluşan millî birlik ve beraberlik ortamı, yeniden ivme kazanan vatanseverlik duyguları önümüzdeki günlere umutla bakmamızı daha da perçinlemiştir. Dünya demokrasi tarihine geçecek bu halk zaferi, şüphesiz ki diğer milletler için de bir ilham kaynağıdır. Bu tarihî günü her daim anmak adına Atatürk Havalimanı’nda mevcut Dış Hatlar CIP salonumuzun adını da “15 Temmuz Demokrasi Kahramanları” Salonu olarak değiştirme kararı almış bulunuyoruz.”
Vatandaş olarak soruyorum: THY DIŞ Hatlar CIP salonunun adı “15 Temmuz Demokrasi Kahramanları” olarak değiştirildi mi?Yani bir tabela, bir adres levhası fotoğrafı vardır diye düşünüyorum. Karar hayata geçirilmişse teşekkür etmek boynumuzun borcu olacak.