Hiç inkar edilmeyecek bir gerçek var ki, Türkiye ekonomisinin en büyük gelir kalemini turizm ve bağlı olarak havacılık sektörü sağlamaktadır. Böylesine önemli bir sektör devlet katında ne kadar ilgi görüyor veya nasıl temsil ediliyor acaba.

Ülkemizde turizm sektörü uzun yıllardan bu yana Kültür ve Turizm Bakanlığı adlı bakanlıkça yönetilir. Havacılık sektörü ise Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın altındaki iki genel müdürlük tarafından (DHMİ-SHGM) sevk ve idare edilmekte.

Uzun yıllardan sonra, sektörde ETS adlı şirketin patronu olan Mehmet N. Ersoy bakanlık görevinde bulundu. Günahıyla sevabıyla, milletvekili adayı olmayarak işinin başına dönerek bir anlamda elini taşın altına sokmaktan imtina etmiştir.

Tekrar geri döneceğini hiç sanmıyorum.

Atamayla Ulaştırma ve Altyapı Bakanı olan Adil Karaismailoğlu da üst siyasi irade isteğiyle memleketi Trabzon’dan aday olarak milletvekilliğini kazandı.

Bu iki bakanın yerine kimler gelecek belli değil. Gelecek iki bakanın kim olacağı ve sektörün sorunlarını nasıl çözeceklerini bu nedenle şimdilik bilmek çok zor.

Sektör mensuplarının sorumluluk alarak milletvekilliğine talip olmaması dikkat çeken bir konu olarak karşımıza çıktı.

Bakan Ersoy’un heves etmediği vekillik için Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan ve iki il müdüründen başka aday olan hiç kimse çıkmadı ve onlar da seçilemedi. Aynı şekilde özel sektör şirketlerinin sahip ve yöneticilerinden de milletvekili olmaya niyetlenen çok kişi göremedik. Sadece, kısa adı TÜROFED olan Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanlığı yapan iş insanı Sururi Çorabadır (CHP) Antalya’dan, otel işletmecisi Kadem Mete (AK Parti) Muğla’dan ve kayak tesisi yöneticisi Murat Cahit Cingi (AK Parti) Kayseri’den milletvekili seçildiler.

Sadece otelcilerin sorunlarını TBMM’de dile getirecek olmaları çok güzel, fakat diğer sektör sorunlarını kim anlatacak?

İYİ Parti’den milletvekili adayı olacağını duyduğum TÜRSAB Başkanı Firuz B. Bağlıkaya, seçim öncesi sorduğumda böyle bir niyetinin olmadığını söylemişti. Keşke o da milletvekili olsaydı diyorum.

Sektör emekçilerinden birçok kişi solda yer alan partilerden aday oldular, fakat ne yazık ki seçilemediler. Sektörü ayakta tutan ve sayıları milyonları bulan turizm emekçilerinin sorunları da yüce Meclis’te dile getirilirdi, ama bu da gerçekleşmedi.

TBMM’de güç kaybetse de çoğunluğu ele geçiren AK Parti’den sektörü temsil eden milletvekili sayısının az olması kayıptır.

Havacılık sektörüne baktığımızda bakan dışında resmi sıfatlı hiçbir aday adayını veya seçilmiş bir milletvekilini görmedik.

Bu seçinde Ulaştırma Bakanlığı’ndaki bürokratlardan hiçbir aday çıkmadı.

Aynı şekilde özel sektördeki kurum ve kuruluşlardan da aday adayı çıkmadı, haliyle seçilen milletvekili de göremedik.

Partilerde havacılık kökenlilerin sayısının çok az oluşu sektörden milletvekili aday adayının olmamasının önemli nedenidir.

Partilere bakınca geçmişte THY A.O Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinde bulunan Candan Karlıtekin siyasete atılıp Deva Partisi’nde Ulaştırmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak seçime girdiyse de milletvekili olamadı. Geçmişte Sivil Havacılık Genel Müdür Yardımcısı olan Oktay Erdağı da siyasete soyunup Doğru Parti de Genel Başkan Yardımcısı olduysa da Partisi de ve kendisi de seçime katılamadı.

Havacılık medyasında bilinen isim olan Ali Kıdık, 2018 seçiminde İYİ Parti’den İBB Meclis Üyesi seçilmişti. Kıdık vekillik için başvurdu, fakat listelere giremedi.

Turizmde de, havacılıkta da sektörü bilen ve tanıyan simaların aday olması ve seçilmeleri her iki sektör için faydalı olacaktı, ancak ne yazık ki böyle bir şey olmadı, olamadı. Siyasete en alttan başlayarak milletvekilliğine gitmek en doğru yol olsa gerek. Tepeden gelerek milletvekili olmak siyaset yapmak uzun ömürlü olamıyor. Yani bu iş sabır işi.

Mutlu yarınlar Türkiye’m…

musaalioglu@gmail.com

Facebook ile Yorum Yapın

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.