“Külleri eşeleyip kor bulmakta üstüne yok.” dedi kızım,
“Bırak Katmandu’nun külleri yığıldığı yerde dursun!”…
Ilık süte katılmış bal kıvamında olsun istiyorlar insanlar duyacaklarının,
Hatta şu çok bilindik fıkra kıvamında iç gıcıklayıcı;
Uçak havada servis esnasında, kaptanın sesi yansır kabine, yanlışlıkla dokununca anons sistemi düğmesine;
-Birazdan Ankara ya alçalacağız,
der yanındaki ikinci pilota,
-yolcu inecek, bizler de, sonra ekip arabası, sonra otele yerleşmece, sonra güzel bir duş , traş v.s.
-ve sonraaa şu iki numara var ya!
Servisteki hostes koşar adımlarla kokpite yönelmişken, koridor tarafındaki yaşlı teyze yapışır koluna;
-Kızım, der, acelen ne? daha uçak alçalacak, ekip arabasına binilecek, otele yerleşilecek, kaptan duşunu alacak, v.s. v.s. ! ”
Öyle ya kimin aklında külden, sisten, inilen meydandaki riskler?
Derler ya, alan memnun satan memnun, sana ne?
Hem THY den başkası da inmiyormuş, gurur duyuluyormuş bu nedenle, yedi saat uçup, uçakta yerde yaklaşık bir saatten sonra tekrar yedi kırkta dönülüyormuş falan .
“Ondört saat kırk dakika havada ” diyor şeytan içimden,
“SHGM”, ” özel izin “, “talimatlar” …
“Sorma ” diyor öteki ses “neden diğer şirketler bu gururdan yoksun kalmak istemişler?”
Bırak bal kıvamında kalsın,
Masal anlat sen yine;
İçinde bir hostes olsun, Kabin Memuru değil ,
Yolcu binsin Dusseldorf’ta ,
-“Hoşgeldiniz, nasılsınız?”, desin gurbetçi teyzeye,
Teyze baksın baksın,
-“Eyyiiim” desin, sonra bir daha eğilip yüzüne baksın
-“Eyyi de ben seni çıkaramadıydımmm” desin…
2A daki B/C yolcusu Brad Pitt e rakip olsun, atıyorum adı da Johnny Depp olsun,
Hostesler nasılsa anlamaz modunda tepeden tırnağa sözlü fantezi yarıştırsınlar
ve inerken Mr. Depp yüzünde alaycı bir ifade ve duru akıcı bir Türkçe ile hakkındaki düşüncelere teşekkür etsin, örneğin.
Hostesten su isteyen sevgilisini kıskanarak, eli hostese değecek korkusuyla sevgilisini cam kenarına atan ve su bardağını besmeleyle kendi eliyle alıp sevgilisine uzatan divayı anlat.
Bir VIP uçuşunda kahve isteyen devrin başbakanının, hostes porselen fincan ile kahvesini uzattığında “şimdi sırası mı?” diyerek elinin tersiyle fincanı havalara uçurduğunu anlat.
Yerini bulmaya çalışan beyefendinin ağzı kulaklarında çiğ bir şekilde;
“hostes hanım benimki kaç numara?” deyişini anlat…
Katmandu 1-2! …küller..sis…pist…git-gel 14.40!
Kolay gelsin arkadaşlar!
Tanrı yardımcınız olsun!
İyi uçuşlar!
Oya Güler Emekli Purser / Sorumlu K/A
ARFAA Kurucu Başkanı