Cuma, Ekim 11, 2024

BU HAFTA İLK 5 HABER

Benzer Haberler

Geleceğin Havalimanları, Seyir Terasları

Geleceğin Havalimanları, Seyir Terasları

Havalimanlarını işleten şirketler, güvenlikten başlayarak çek-in gibi rutin işleri hızlandıracak teknolojik yeniliklerle meşgulken, yolcular için havalimanında geçirecekleri süreyi daha keyifli hale getirecek çalışmalara da yoğunluk vermeleri gerekiyor. Öyle ki; on sene önce havalimanlarını bu kadar sık kullanmıyorduk fakat uçuştan yarım saat önce havalimanına gelmemiz işlemler için yeterli oluyordu. Fakat günümüzde güvenlikten geçmek bile uzun zaman alıyor. Yoğun trafik yüzünden havalimanına varış saatimizi kestiremediğimiz için erken gidip, uzun saatler havalimanında zaman geçirmek zorunda kalıyoruz. Bu zamanı boşa geçirmemek, daha keyifli hale getirmek hem de havalimanı işleten şirketler açısından daha karlı hale getirmek mümkün.

Havalimanları terminal binaları veya hazırlanacak ek terminal binaları öyle temalarla dizayn edilebilir ki sadece uçmak için değil, ailece vakit geçirmek için de gidilecek yerler haline gelebilir. Dünyada bunun örnekleri üzerinde çalışılıyor: Singapur’daki Jevel Changi Airport ve Los Angeles Tom Bradley Terminalini örnek verebiliriz.

Bir AVM gibi fakat içinde bulunmaktan mutluluk duyulacak mimari tasarımlarla bezeli bu tematik yapılar yoğun sirkülasyon sağlar. Bildiğiniz gibi havalimanlarında fiyatlar, piyasaya göre çok yüksek olduğu için, ucuz fiyata uçak bileti bulunsa dahi aç susuz yolculuk yapmadıktan sonra uygun fiyata seyahat etmek mümkün değil. Bir ihtimal bu sirkülasyon ile fiyatlar makul seviyelere düşebilir. Bu tematik yapıya havalimanı seyir terası da mutlaka eklenmelidir. Biz havacılık meraklılarının beklentisi bu yönde olduğu gibi, yeni kurulan terminaller ve özellikle de İstanbul’a yeni kurulan havalimanına seyir terası ilave edilmelidir.

 

Seyir Terası

Havalimanı işletmecilerinin seyir terası konusunda duyarsız kalması, deniz kenarındaki bir otelin odalarının hiçbirinin denize penceresinin olmamasına benzer. Havalimanlarının en değerli manzarası uçaklardır. Bu manzara doğru değerlendirildiği takdirde, havalimanı işletmeci şirketlere daha fazla kazanç sağlayacaktır. Bunu tahmin edemediklerini, hiçbir girişim yapmamalarından anlayabiliyorum.

Kazalar ve Olay Yerini Terk

Geçtiğimiz günlerde Trabzon’da yaşanan kaza sonrası medyaya yansıyan tahliye görüntüleri beni derinden endişelendirdi. Bir yangın durumunda olabilecekleri düşünmek dahi istemiyorum fakat düşünmemek bu durumdan kurtulmamızı sağlamıyor.

Her türlü taşıt, kaza sonrası yapısal olarak az da olsa değişikliğe uğruyorsa bundan en çok kapılar etkilenerek sıkışırlar. Uçaklar sertifika aşamasında tüm kapılardan tahliye olunduğu varsayılarak belirli bir sürede uçağın boşaltılabildiğine bakılıyor. Bana bu yöntem yanlış geliyor. Ya uçaklara daha çok tahliye kapısı yapılmalı ya da havayolları başka önlemler almalılar. Buna tahliye konusunda eğitim görmüş yolcuların oluşturacağı, kabin ekibinin komutlarını uygulayacak tahliye ekibi yetiştirilmesi olabilir.

Benim önerim şudur ki; havayolları belirli zamanlarda istekli müşterilerini mükemmel tahliye konusunda eğiterek ve bu kişileri kritik noktalarda seyahat etmesini sağlayıp, tahliye anında kabin ekibiyle birlikte aktif olarak çalışmalarını sağlayabilir. Böylece son kazada gördüğümüz açılmamış tahliye kapısı gibi bir durum söz konusu olmaz. Bu kişilerin çokluğu, tanınacak bazı küçük imkanlarla arttırılabilir. Hatta birçok yolcu, hiçbir ayrıcalık istemeden gerektiğinde tahliye görevlisi olmak için eğitim almak isteyecektir.

Güneşin Zaptı Yakın!  Biraz da Zeytin Dalı Harekatı

Askeri kaynaklar Afrin’de 19 ülkenin ürettiği silahlara karşı savaştığımızı bildiriyorlar. Bu silahların üreticisi olan ülkelerden birine mensup CNC tezgahı üreticisi firma,  Türk mobilyacısına “savunma sanayinde kullanılmayacak” teminatı vermesini istiyor. Teminat verilmesine bedeli ödenmesine rağmen yine de satmadığı gibi, terör örgütlerine stratejik silahları bedelsiz olarak verdiklerini görüyor, duyuyoruz. Burada amaçlarının silah ticareti yapmak değil de, hazır piyonların ülkemiz ordusuna, dolayısıyla günlük hayatımıza ve ekonomimize zarar vermesini sağlamak olduğunu anlamak çok güç değil.

Bir önceki yazımda (İHA ve SİHA’lar için OKİS) bahsettiğim gibi yerli imalat çok önemli. Sadece savunma sanayi ve havacılık değil ülkemizin dışa bağımlılıktan kurtulması için her alanda yapılan çalışmaları çok değerli görüyorum. Bu çalışmaların hem maddi açıdan desteklenmeli hem de manevi olarak yüreklendirilmesi çok önemlidir. Hürkuş ve Bayraktar TB2 göz nurumuzdur.

Ülkemizin terör belasından kurtulması çabasıyla ordumuzun yaptığı Zeytin Dalı Harekatı’nın en kısa sürede zaferle sonuçlanmasını diliyorum. Başımızın öne eğilmemesi için birçoğumuz gibi her an hazır asker olduğumu belirtmek isterim. Allah ordumuzu muzaffer eylesin!

 

Akın var güneşe akın!

Güneşi zapt edeceğiz

Güneşin zaptı yakın.

“Nazım Hikmet Ran”

 

Bilal Sarı web sitesi için Tıklayınız

Facebook ile Yorum Yapın

ÇOK OKUNANLAR