Perşembe, Temmuz 10, 2025

BU HAFTA İLK 5 HABER

Benzer Haberler

Stabilite ve Ağırlık Merkezi (CG)

Kavramsal Temeller ve Uygulamalar

Havacılıkta “stabilite” terimi, bir hava aracının uçuş sırasında herhangi bir bozulma yaşadığında kendiliğinden dengeye dönme eğilimini ifade eder. Bu eğilim, iki boyutta incelenir: statik stabilite ve dinamik stabilite. Statik stabilite, uçağın ilk reaksiyonunu; dinamik stabiliteyse bu reaksiyonun zaman içerisindeki davranışını tanımlar. Ağırlık merkezinin konumu (Center of Gravity – CG) ise, her iki stabilite türünü de doğrudan etkiler. Bu makalede, CG konumunun aerodinamik etkileri, ön/arka CG limitleri, kontrol edilebilirlik–stabilite dengesi, farklı uçak tiplerinde tercihler, performans ve yakıt tüketimi üzerindeki ilişkiler detaylı biçimde ele alınarak hem teorik kavrayış hem de operasyonel rehberlik sunulacaktır.

1. Statik ve Dinamik Stabilite

Statik Stabilite:

· Pozitif statik stabilite, bir bozulma sonrası uçağın denge pozisyonuna geri dönme eğilimini ifade eder.

· Negatif statik stabilite ise, bozulma sonrası uçağın kendi bozulmasını arttırmasıdır ve bu durum uçuşu kontrol edilemez hale getirir.

Dinamik Stabilite:

· Uçağın denge pozisyonuna dönme sürecinde nasıl bir salınım periyodu sergilediği ve bu salınımın ne kadar çabuk sönümlendiği ile ilgilidir.

· Yolcular için olası sallantıları en aza indirmek adına, dinamik düzeltme süresinin hem hızlı hem de yumuşak olması istenir; söz gelimi, kabin içeceği ikram servis edilirken ani sarsıntılar kabul edilemez.

2. Ağırlık Merkezi (CG) ve CG Limitleri

Ön CG Limit:

· CG’nin uçağın ön kısmına kayması, burnu yükseltmek için daha fazla elevatör kuvveti gerektirir.

· Kontrol yüzeylerinin sınırlarına erişildiğinde, özellikle tırmanış ve iniş manevralarında kumanda otoritesi kritik seviyede azalabilir.

Arka CG Limit:

· CG arka limite doğru kaydıkça statik stabilite azalır, kontrol yüzeyleri daha etkili hale gelir; yani kumanda kuvveti hafifler.

· Trim ile sağlanan sürükleme (trim drag) düşer, bu da menzili (range) ve havada kalma süresini (endurance) artırır.

· Ancak CG arka limitten daha da geriye doğru gider ve nötr noktaya yaklaşırsa uçağın stabilitesi kaybolur ve uçak nötr stabil pozisyonda kalır. Ağırlık merkezi nötr noktanın daha da gerisine kayarsa artık uçak kontrol edilemez hale gelebilir. Bu durumda uçak instabil durumdadır. Artık bu durumda uçak manuel yöntemlerle kontrol edilemez ve uçamaz durumdadır.

3. Kontrol Edilebilirlik ve Stabilite Dengesi

· Statik stabilite arttıkça uçağın pasif dengeleme (stabilite) yeteneği yükselir. Ancak bu durum, pilot kumandasındaki direnç (stick force) ve kumandanın kuyruktaki manevra yüzeyleri ile olan mesafesinin uzaması gibi başkaca zorluklara yol açar.

· Negatif statik stabilite ise kumanda duyarlılığını artırır; özellikle ani manevralar ve taktik uçuşlarda tercih edilir.

· Bu tür uçaklarda genellikle uçuş kontrol sistemleri (fly-by-wire gibi) devreye girer ve sürekli bilgisayar müdahalesiyle stabilite sağlanır.

4. Uçak Tiplerine Göre Stabilite Stratejileri

· Yolcu veya Eğitim Uçakları: Bu hava araçları yüksek düzeyde pozitif stabiliteye sahip olacak şekilde tasarlanır. CG genellikle ön limite yakın tutulur; böylece stabilite sağlanırken, dinamik düzeltme süreleri de kabul edilebilir seviyededir.

· Askeri Aviyonik / Akrobasi Uçakları: Kontrol duyarlılığı maksimize edilecek şekilde tasarlanırlar. CG, nötr noktaya yakın olacak şekilde veya arkasında yerleştirilir. Bu durum, özellikle görev sırasında yapılacak akrobasi gösterisi veya dog fight gibi agresif manevralarda üstün kontrol kabiliyeti sağlar. Aerodinamik derecelendirme sistemleriyle bu uçaklar kararsız hale getirilerek, hızlı tepki yeteneği kazandırılır.

5. Performans ve Yakıt Tüketimi Üzerine Etkileri

· Ön CG Limitinde: Trim drag artar; yakıt tüketimi ve sürükleme artar. Menzi azalır, endurance süresi kısalır.

· Arka CG Limitinde: Trim drag azaldığından, yakıt verimliliği artar, menzil uzar. Ancak arka limitin aşılması durumunda stabilite ortadan kalkar, GC daha da geriye doğru kayarsa kontrol zorluğu ortaya çıkar. Bu durumda tekrar trim drag artar; yakıt tüketimi ve sürükleme artar. Menzi azalır, endurance süresi kısalır.

6. Operasyonel Uygulamalar: Mass & Balance

Her uçuş öncesi doldurulan “Mass & Balance Formu”, yükleme, yolcu ve yakıt dağılımına ilişkin verileri içerir.

· Moment değeri (kütle × arm) hesaplandıktan sonra CG pozisyonu belirlenir.

· CG’nin üretici tarafından tanımlanan ön ve arka limitler arasında olup olmadığı doğrulanır.

· Limitlerin dışına çıkıldığında uçuş tehlikeye girer; bu nedenle kesinlikle kabul edilemez.

7. Varyant Sistemler ve İleri Uygulamalar

· Yakıt Transferi: Uzun uçuşlarda menzili optimize etmek amacıyla yakıt, kanat tanklarından kuyruk trim tanklarına dengeli şekilde aktarılabilir.

· Değişken Kuyruk Açısı (Variable Incidence Tailplane): Arıza veya aşırı CG kaymalarında, otomatik ayarlama sağlayarak kontrolü destekleyen aerodinamik bir mekanizmadır.

· Adaptif Uçuş Kontrol Sistemleri: Modern askeri uçaklarda dengeyi aktif olarak yönetir; CG değişmediği halde uçuş karakteristikleri, sistemin sürekli dengelemesiyle ideal seviyede tutulur.

8. Tablo: Örnek CG Hesaplaması

9. Uçuş Fazlarına Göre CG Önemi

· Kalkış ve Tırmanış: Düşük hızlarda gerçekleştirildiği için trim, statik ve dinamik stabiliteyi kritik kılar. CG’nin önde olması, güçlü kontrol otoritesi gerektirir.

· Manevra Aşaması: Yüksek G yüklerinde, CG sınırları hareket kabiliyeti açısından belirleyicidir.

· İniş: Hız düşük, aerodinamik kuvvetler zayıf olduğundan, trim ve CG sınırları üzerinden kontrol edilebilirlik sağlanmalıdır.

Sonuç

“Stabilite ve Ağırlık Merkezi ilişkisi”, aerodinamiğin temel taşlarından biridir. CG pozisyonu:

· Statik stabiliteyi doğrudan etkiler;

· Dinamik hareketlerin salınım periyodunu ve sönümünü belirler;

· Kontrol otoritesi ve kumanda kuvvetini şekillendirir;

· Yakıt tüketimi, menzil ve endurance üzerinde performans kazandırır veya kaybettirir.

Bu nedenle hem uçuş güvenliği hem operasyonel verimlilik açısından Mass & Balance formunun titizlikle doldurulması, CG hesaplarının dikkatle yapılması ve uçuş sırasında CG’nin değişimine karşı proaktif sistemlerin devrede olması elzemdir. Yolcu uçağında huzurlu bir kabin ortamı sağlamak, asimetrik yük dağılımının engellenmesi ve trim sistemlerinin doğru kullanımı, CG yönetiminin günlük hayattaki yansımalarıdır.

Ayrıca, askeri ya da akrobasi tip uçaklarda stabiliteye tercih edilen negatif statik karakteristik, kontrol sistemleriyle karmaşık bir denge içinde yönetilmektedir. Bu çeşitlilik, havacılığın disiplinlerarası doğasını gösterirken, pilotajda CG kontrolünün de önemine işaret eder.

Sonuç olarak, ağırlık merkezi ile stabilite ilişkisi sadece kuramsal bir hesaplama değildir; her uçuşun güvenli, verimli ve kontrollü bir şekilde gerçekleştirilmesi için kritik operasyonal bir gerekliliktir. Bu yapıtaşları üzerine inşa edilmiş sistematik eğitim hem kuramsal bilginin hem de uygulamalı becerinin uçuşa yansıtılması adına vazgeçilmezdir.

 

Vasıf Yüceliş
E.Hv.Albay
Antalya Bilim Üniversitesi ATPL Dersleri Öğretmeni

ÇOK OKUNANLAR