Talimatın, sadece Rusya’yı değil, hava sahamızı ihlal eden bütün hava araçları için konulmuş bir angajman kuralı olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Angajman kuralları genel bir talimattır; uygulama anında yeterli zaman olmaması sebebiyle bu talimatı alan komutan, pilot ya da asker bu genel talimatın gereğini yapma hususunda hem görevlendirilmiş hem de yetkilendirilmiş kabul edilir; saniyelerle sınırlı ihlal süreçlerinde ayrıca bir talimata ihtiyaç duyulmaz.”
Uzun zamandır üzerinde çalıştığım bir konuydu Rus uçağının düşürülmesi…
Sayın Davutoğlu’nun TBMM’ye gönderdiği yanıt da ulaştığım bilgileri doğrular nitelikte. Ulaştığım bazı bilgileri kronolojik sırayla paylaşmak isterim:
SURİYE’YE ÜÇ AYRI MİSİLLEME
22 Haziran 2012 günü Suriye bir Türk RF4 uçağını düşürdü. Türkiye, angajman kurallarını değiştirdi ve hava sahasına 5 milden fazla yaklaşan Suriye uçaklarının vurulacağını ilan etti. Bu kuralar çerçevesinde 16 Eylül 2013’te bir Suriye helikopteri, 23 Mart 2014’te bir Suriye MİG savaş uçağı, 16 Mayıs 2015’te de yine bir Suriye helikopteri düşürüldü.
RUSYA’YLA İLGİLİ ANGAJMAN DEĞİŞTİ
1 Ekim 2015’ten itibaren Rus hava kuvvetleri Suriye’de operasyonlara başladı. Türkmen Dağı’nın kuzeyindeki muhalifleri bombalarken de Hatay’ın güneyindeki köylerimizin üzerinde uçmaya başladı.
3 ve 4 Ekim günleri Rus hava araçları Türk hava sahasını defalarca ihlal etti. Uyarılan Rus yetkililer, navigasyon hatası olduğunu bildirerek özür dilediler.
6 Ekim 2015 günü, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında yapılan toplantıda, Rusya’nın havadaki ihlal ve tacizleri konuşuldu. Soğuk Savaş döneminden beri var olan “Rus (Sovyet) uçağı düşürülme amacıyla vurulmaz” kuralının değiştirilmesi kararlaştırıldı. İhlalde Rus uçağı söz konusu olduğunda vurma emri komutan ve siyasi iradeye bırakıldı.
22 Ekim 2015 günü, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Genelkurmay Başkanlığı üzerinden Başbakanlığa bir yazı gönderdi ve Rusya ile ilgili kural değişikliğinin sadece Rusya-Türkiye ilişkileri açısından değil, NATO bakımından da sıkıntılı sonuçlar doğurabileceği vurgulandı.
BİZ BAYRAM KUTLARKEN HATAY’DA YAŞANANLAR
29 Ekim 2015 günü, Türkiye’de Cumhuriyet Bayramı kutlanıyordu. Devlet erkânı törenlerdeydi. Bir Rus helikopteri Hatay semalarında göründü. Nöbetçi jet kalkamayınca SAM füzesi ile vurulması kararlaştırıldı. Ancak emir-komutadaki gecikmeyle o da mümkün olmayınca Rus helikopteri uzun bir süre kaldığı Türk hava sahasını terk etti. Durum, Davutoğlu’nun büyük tepkisine neden oldu.
22 Kasım 2015 günü Davutoğlu Çankaya Köşkü’nde güvenlik zirvesi topladı. Rus uçaklarıyla ilgili karar pilot ve kuleye bırakıldı. Bu değişikliğe AK Partili bazı bakanlar açık bir şekilde karşı çıktı.
24 Kasım, Türk jeti, hava sahasını ihlal eden Rus uçağını düşürdü. Pilotlar kurtulsun diye ısı güdümlü roketle egzozdan vuruldu.
Rusya ile büyük bir kriz yaşanırken, Mart 2016’da Rusya ile ilgili angajman kuralı tekrar eski haline getirildi.
PİLOT FETÖ’CÜ MÜ?
Davutoğlu, “Emri ben verdim” sözleri ile sorumluluğu aldığını, aynı zamanda Rus uçağını vuran pilotların, FETÖ ile ilişki bakımından tetkik edilmesini istediğini de açıkladı. Davutoğlu, şu bilgiyi paylaştı: “Nitekim Sayın Genelkurmay Başkanımız daha sonraki görüşmemizde pilotun geçmişini ve ilişkilerini araştırdıklarını ve somut bir irtibat tespit edilemediğini bildirmiştir”.
Davutoğlu’nun “Emri ben verdim” açıklaması Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in hayli fazla tepkisini çekmişti. Putin tam da uçağın düşürülmesi ve Büyükelçi Karlov suikastı dahil, FETÖ’nün birçok alanda Türkiye-Rusya ilişkilerini bozmak istediğine inanmaya başladığı bir dönemde Davutoğlu’nun bu paylaşımını nasıl değerlendirecek? Bekleyip görmek lazım.
(Deniz Zeyrek-Hürriyet)