ABD Savunma Bakanlığı, S-400 hava savunma sistemi alımını gerekçe göstererek, F-35 uçaklarıyla ilgili tüm eğitim teçhizatı ve diğer malzemelerin Türkiye’ye gönderimini durdurdu.
ABD Savunma Bakanlığı, S-400 hava savunma sistemi alımını gerekçe göstererek, F-35 uçaklarıyla ilgili tüm eğitim teçhizatı ve diğer malzemelerin Türkiye’ye gönderimini durdurdu. Türkiye’ye kasımda gönderilmesi planlanan iki F-35 uçağının hazırlık faaliyetleri de durduruldu. Milliyet‘ten Seyfettin Ersöz’ün sorularını yanıtlayan savunma politikaları araştırmacısı Arda Mevlütoğlu, “TSK’da 2020’lerden itibaren F-4E 2020 uçakları, ardından da F-16’ların ilk hizmete giren modelleri faydalı hizmet ömürlerini doldurmuş olacaklar. Bu uçakların yenilenmeleri gerekli. Eğer Türkiye’ye F-35’lerin teslimatı engellenirse, bu ikame süreci aksayabilir” dedi. F-35’lerin İsrail üzerindeki etkisine de dikkati çeken Mevlütoğlu, “İsrail, Doğu Akdeniz’deki son derece gergin jeopolitik ortamda, F-35’lere sahip. ABD lobisindeki İsrail etkisini göz önüne alırsak, İsrail, kendisine hasım olarak gördüğü Türkiye’nin böyle bir kabiliyete sahip olmaması için her türlü girişimi yapacaktır” diye konuştu.
ABD, Türkiye’nin Rusya’dan almayı planladığı S-400 savunma sistemi nedeniyle, projesinin iptal edilmesi gündemde olan F-35 savaş uçakları ile ilgili adım attı. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), F-35 uçaklarıyla ilgili tüm eğitim teçhizat ve diğer malzemeleri Türkiye’ye gönderimini durdurdu. Türkiye’ye kasımda gönderilmesi planlanan iki F-35 uçağının hazırlık faaliyetleri de durduruldu. Pentagon, ayrıca Türkiye’nin ürettiği parçaların ikincil kaynaktan tedariki üzerinde çalıştıklarını ifade etti. ABD’deki, Türk pilot ve bakım ekiplerinin eğitimi askıya alındığı iddia edilse de bu haber yalanlandı. Türk personelin Luke Hava Üssü’ndeki eğitimi şu an için devam ediyor.
ÇAVUŞOĞLU AYRINTISI
Pentagon’un açıklaması, Ankara’nın Rusya’dan S-400 satın almasına karşılık olarak ABD’den gelen ilk somut hamle olarak değerlendirildi. Açıklamanın, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ABD ziyareti sırasında yapılması da dikkati çekti. NATO’nun 70. kuruluş yıl dönümü sebebiyle Washington’a giden Çavuşoğlu’nun, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ile bir araya gelerek, F-35’leri ele alması bekleniyor.
Savunma politikaları araştırmacısı Mevlütoğlu, Milliyet’in sorularını yanıtladı.
“MASAYI DEVİREN TARAF TÜRKİYE OLMAMALI”
– ABD’nin bu adımına Türkiye’den nasıl karşılık gelir?
– Oklahoma Senatörü James Lankford liderliğindeki, Cumhuriyetçi ve Demokrat parti üyelerinin imzalarıyla hazırlanan yasa tasarısı, ABD yönetiminin Türkiye’nin S-400’leri teslim almayacağına dair garanti vermesine kadar F-35’lerin teslimatının dondurulmasını öngörüyordu. Bu tasarı yakın zamanda oylanabilir ve onaylanması da yüksek olasılığa sahip. Bu durumda kriz iyice derinleşebilir. Türkiye’nin her türlü baskı ve şantaja rağmen müzakerelerde serinkanlı ve yekpare duruş sergilemesi bu bakımdan çok önemli. “Masayı deviren” taraf görüntüsü verilmemeli.
– Gönderimi durdurulan “eğitim teçhizatları ve diğer malzemeler” neler?
– Pentagon açıklamasında ayrıntı verilmemiş ancak “eğitim materyali” ifadesinden, F-35 ile ilgili, simülatör de dahil her türlü ekipman, materyal ve dokümanın sevkiyatının dondurulduğunu çıkarmak mümkün. (Malatya’da bulunan Entegre Eğitim Merkezi’nde F-35 simülatörlerinin Haziran ayında kurulması planlanıyordu)
– Projeden tedarikçi Türk firmalarının çıkartılması mümkün mü?
– Türkiye, JSF projesinin üçüncü seviye üyesi. Projedeki katkısı büyük oranda yapısal parçaların üretimi şeklinde. Türk firmaların tedarik zincirinden çıkarılması ve yerlerine alternatiflerin konması mümkün. Bu, belli bir zaman ve maliyete tabi neden olacaktır, ancak projenin geneline, dramatik etki yapacak bir zarar neden olmasını beklememek gerek. Öte yandan bir süre önce başta IAI olmak üzere İsrailli firmaların ilave iş payı için talepte bulundukları basına yansımıştı. Krizin ilerleme şekline göre ABD’nin hem Amerikan şirketlerinden hem de diğer partner ülkelerden şirketlerden arayışa girmesini bekleyebiliriz.
“ULUSLARARASI TAHKİM YOLU KAPALI”
– Ödemesi yapılmış projeden Türkiye çıkarabilir mi?
– F-35, uluslararası ortak geliştirme projesi değildir. F-35, ABD’nin geliştirip, üretim aşamasında ortak aldığı bir proje. F-35 uçağının geliştirme ve üretim, test, teslimat süreçlerini içeren Üretim, Destek ve Sürekli İyileştirme Evresi 1 Ocak 2007’de başladı. Türkiye, bu aşamaya, 25 Ocak 2007’de, diğer partner ülkelerle birlikte imzaladığı ve akabinde TBMM tarafından onaylanarak yürürlüğe giren Mutabakat Muhtırası ve Mali Yönetim Esasları Dokümanı belgeleri ile katıldı. Söz konusu muhtıranın 17. maddesi uyarınca, katılımcılar arasındaki her türlü anlaşmazlık için yalnızca karşılıklı müzakere yolu açık. Taraflar, anlaşmazlıklarını herhangi bir ulusal ya da uluslararası mahkemeye taşımayacaklarını taahhüt ettiler. Dolayısıyla tahkim vb kanallar açık görünmüyor.
“UÇAKLAR YENİLENMELİ”
– Türkiye’nin F-35’den çıkarılması Hava Kuvvetleri’ne olumsuzluk katar mı?
– 2020’lerden itibaren F-4E 2020 uçakları, ardından da F-16’ların ilk hizmete giren modelleri faydalı hizmet ömürlerini doldurmuş olacaklar. Bu uçakların yenilenmeleri gerekli. Eğer Türkiye’ye F-35’lerin teslimatı engellenirse, bu ikame süreci aksayabilir. F-35, 5’nci nesil bir savaş uçağı olarak ileri teknolojileri bünyesinde barındıran bir platform. Bu kabiliyetlere sahip olunmaması, bölgedeki caydırıcılığın devamı açısından sıkıntı yaratabilir.
“TÜRKİYE’NİN F-35 ALMAMASI İÇİN HER ŞEYİ YAPACAKLAR”
F-35 konusunda gözden kaçırılmaması gereken bir husus, Doğu Akdeniz’deki son derece gergin jeopolitik ortamda, İsrail’in bu uçaklara halen sahip olmuş olmasıdır. F-35, pek çok açıdan devrimsel nitelikte kabiliyetlere sahip bir uçaktır. Enerji başta olmak üzere çeşitli faktörlerle iyice gerilen bölgedeki atmosferde, İsrail’in, kendisine hasım olarak gördüğü Türkiye’nin böyle bir kabiliyete sahip olmasını istemeyeceği açıktır. Donald Trump ile birlikte, İsrail’in ve lobilerinin ABD yönetimindeki etkinliklerini katlayarak artırdıkları gerçeği göz önüne alındığında, Türkiye’nin F-35’e sahip olmaması için her türlü girişimi yapmaları beklenmelidir.
“TÜRKİYE ALTERNATİFSİZ DEĞİL”
– F-35 projesinin iptali halinde, Türkiye bu ihtiyacını nasıl karşılayabilir?
– Dünyada muharip uçak üreten Rusya ve Çin harici ülkelerin neredeyse tamamı belli seviyelerde ABD ürünü teknoloji, alt sistem ve bileşen kullanmakta. Buna Fransa ve çokuluslu Eurofighter konsorsiyumu da dahil. ABD ile ilişkiler tamamen kopma noktasına gelirse, bu alternatiflerden uçak temini için ABD’den son kullanıcı izni ya da ihracat lisansı gerektiren bileşenlere sahip bu uçakların temini de güçleşebilir. Bunlara ilaveten yeni bir uçak tipi için yapılması gereken lojistik, eğitim, tedarik zinciri vb hazırlık ve maliyetleri de eklemek gerekir.
Rusya ve Çin’den uçak alımı ise, başta NATO ile ilişkiler olmak üzere bir dizi son derece karmaşık soruna yol açacağı için pratikte mümkün görünmüyor.
Türkiye bu konuda şüphesiz alternatifsiz değildir. Kendi savunma sanayii belli bir olgunluk seviyesine erişmiştir. ABD ile süreç ne şekilde ilerlerse ilerlesin, özgün çözümlerin önemi ve ağırlığı daha da artacaktır.
– ABD, Türkiye’yi hangi hukuki gerekçeyle projeden çıkartacak?
– ABD F-35 teslimatlarını durdurmayı ve Türkiye’yi projeden çıkarmayı iki ana gerekçeye dayandırıyor: S-400’ün, bu uçağın teknik ve kritik özelliklerine dair bilgileri edinebilmesi riski ve Türkiye’nin Rusya ile artan, yakınlaşan ilişkileri.
Dolayısıyla ABD Amerika Düşmanlarına Yaptırımla Karşı Koyma Yasası’nı (CAATSA) daha ziyade bir “cezalandırma” aracı olarak kullanabilir. Önümüzde bir örneği mevcut: Geçtiğimiz Eylül ayında Çin’in EDD kurumu ve bu kurumun başkanına, Çin’in Rusya’dan yaptığı S-400 hava savunma sistemi ve Su-35 savaş uçağı alımından dolayı, CAATSA kapsamında yaptırım uygulanmaya başlamıştı. Bir benzerini Türkiye’ye uygulamaya hazırlanıyorlar.